Çarşamba, Aralık 31

cambaz is happy two zero zero nine


2008 i özleyecekmiyim?? sanırım hayır....hiç hoş değildi benim açımdan..kayıplarım beni bırakıp giderken yine arkalarından baktım kaldım..aynı 1998 yılı gibi...en değerlilerimin beni gelen yeni yıllarda yalnız bırakması gibi eski cambaz da başta olmak üzere sevdiceklerim ve en önemliside sağlığım (en azından bir süre) beni yalnız yapayalnız bıraktı...ve kurbağam onu bu yılın belli bir dönemi için sildim yok ettim..ve o dönemi hatırlamıyorum artık..neyse bu yıl neleri sildik defterimizden toplu halde ona bakalım ve sildiğimiz hiçbirşeyi istemiyoruz bu yıl ...yeni yıl dileğim sildiğim hiçbirşeyin olmaması ve gelecek herşeyin yepyeni taptaze olması...




***ıssız adamları -ıssız aşkları ,


***sağlık sorunlarımızı ,


***israili ,


***geçici olarak servis dışı kalan o hiç tanıyamadığımız dönemsel yok ettiğimiz kurbağayı ,


***özellikle sevgilisi-karısı olan erkeklere takılan aşık olan egosuz kızları ,


***karısına kız arkadşına aşık olduğu halde dönemsel heyecanlara yenik düşen erkekleri ,


***recep ivedik 'i ,


***esra ceyhanı'ı ,


***stressli markam .......vodkasını ,


***şirket içi dedikodu yapan patronları ,


***az maaş çok iş diyen yöneticileri ,


***ben senin en yakın dostunum diyip ertesi gün salakça evlenme teklifi eden dost bildiklerimizi ,


***hain pusuda...... diye başlayan şehit haberlerimizi ,


***kansere çare bulundu şeklinde sürmanşet çıkan gazete haberlerini ,


***büyük bir hırsla kesip parça pinçik ettiğimiz camel gömleği:) ,


***izmire taşınmama fikrini rafa kaldırayım cümlesini ,(zira ilk fırsatta çok istiyorum)


***dans etmemelisin sağlığın için hazır değilsin cümlesini ,




SİLDİM gitti...bu cümleler hayatımda olmasın ben gerisini halledebilirim..yapabilirim yane...
yeni yıla benden önce hatta 2,5 saat sonra girecek olan kurbağa burdan sitemlerimi yolluyorummm....çok çok kıskandım açıkçası bu kadar güzel bir şeyi yaşıyor olduğu için...

ben akşam ne yapacağım belli değil yani hangi programa dahil olsam bilmiyorum...hepside boktann bi tanesi dışında..belki annemle yemek yedikten sonra (anlayacağınız üzere annem bir süreliğine bende) çıkarım şu rograma katılmak için..

azönce beni yine salak sırıtmalara uğratan diyalog....


-?:seni seviyorum
-ben:tamam
-?:ne tamam mı ben sana seni seviyorum diyorum..
-ben:yaa pardon hayatım toplantı salonundayımda duymadım
-?:seni seviyorum,seni seviyorum,seni seviyorum,yaa cambaz ne zaman cevap vereceksın sen cevap verene kadar söylıycem...
-ben:tamam sen devam et:)
-?:cambazzzzzzz
-ben:banane geçen gün ben mesaj attım sen evap vermedin ohh olsun:)(bahanem beni bile güldürdü)
-?:seni seviyorum
-ben:bitanem sen beni ara tamam mı senin yeni yılında ben daha ofiste olucam
-?:bi kahkaha sesi,tamam sevdiğim arıycam seni...ama geldiğimde bi damla suya muhtaç bırakacağım seni unutma...

hepinize nice güzel seneler diliyorum..umuyorum hepinizin bu yeni yılda Allah müstehakını versin.....:D
seviyorum beni okuyan herkesiiiii....yani en azından biçoğunuzu,:D:D:D:D:D:D:D

cambaz

Salı, Aralık 30

10 yer 10 nuda birbirinden güzel...


şimdik efendim Ballondon numuz bizi mimlemiş..geç bile kaldım aslındayazmak için burdan ona öpücüklerimi iletiyorum ayrıca nice yıllar diliyorum kendisine..
Mim şöyle efendim;bizi mutlu eden 10 yer ?;
*bozcaada;ahhh ada ahhhh..şarapların rüzgarın,çocukluk-gençlik anılarım..tek gecelik İstanbuldan kaçma alanım..ve her gittiğimde ben burda yaşasam yaaa diye etrafımdakılere söylenişim..

*gül ün olduğu her yer; her nekadar ona kızsamda,birbirimizi herkesten çok kınasak eleştirsekte onun yanımda olduğu her yer benim için eğlence ve huzur demek..beni en çok tanıyan belki ailemdekiler kadar çok düşünen seven sayılı insan biri..yanımdan hiç gitme öküzüm benim tamam mı..

*evim;niye bilmiyorum :)nohut oda bakla sofa evim pek bi mutlu ediyor beni..evdeyken yalnızsam bile salak salak sırıtırken buluyorum kendımı..sadee benim olgusunun yerleştiği ilk nesne sanırım:)

*roxy;sanırım son 5 yıldır eğlendiğim başka hiçbiryer beni bu kadar mutlu etmedi..oysa en kötü rastlantılar bile bu mekana aittir ama yok ben illa roxy de o sefil eğlencenin içinde deliricem başka türlü eğlendim diyemiyorum..

*moda kırıntı; ilk gittiğimde pişticim bana burası bizim evin mutfağı demişti..kesinlikle en doğru tanımlama sanırım..işletmeden çalışanlara yemeklere kadar herşey kusursuz hatta insanı tedirgin edecek kadar mükemmel..ama bu mekanda yaşanılan espriler anılarda mekanı eşsiz yapıyor rası ayrı konu..

*kaş; ilk defa bu yıl gittim...amanın neler neler kaçırmışım da benim haberim yokmuş...o ne huzur o ne sessizlik..gittiğim zamanlama benim içinde dünyanın en harika zamanıydı ve ben kaşa aşık oldum anlayacağınız.

*kardeşimin düğünü;tamam bu belirli bir mekan değil öyle bidaha gidebileceğim bir yerde değil..ama ne eğlendim ne mutlu oldum o 4-5 saatte.ufaklığımı dünyanın en güzel gelini olarak ilan ettiğim o dakikalar hiçbirşeye değişilmezdi..

*ağva;hemen hemen bir yıl olacak kar altında geçirdiğimiz 2 günlük kaçamağımız.hikayelendirmeye gerek bile yok,inanılmazdı...

*motorsiklet tepesi;babamın motor sevdası sayesinde küçücüktüm motorsikletler ile tanıştığımda sonrasında annemın resti ile uzun bir ara verildi.ve kurbağamın pakizesi(motorsikletin adı) ile tekrar hayat buldu bu aşk.sonrasında pakize gitti Hilmi (motorsikletin adı)geldi:)ardından sgb 'nin böceği (motorsiklet adı)girdi hayatıma taaa izniklere gittim kendisinin tepesinde.ve şimdilerde baharın gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum ki kendi yeşil vespamın sırtından inmiyim bütün yaz..rüzgarın yüzünüze vurduğundaki özgürlük hissi ,adrenalin başka birşeyde yok bence..

*dans ettiğim her yer;8 sene oldu dans etmeye başlayalı arada bir 2-3 senelik kayıp var disk kaymam dolayısı ile ama olsun..ritmi duyduğum anda beni alıp götürüyor bu heyecan..topuk sesleri..uçarcasına partnerinin seni alıp havalandırması...ve bu latin hevesim şimdilerde tangoya döndü,bakalım neler yapacağız:)

*?;bu soru işareti de ney dimi...?onunla olduğum heryer aslında..ev-sokak-sinema..heryer..konuşmalarımız,kavga etmelerimiz...herşeyin en güzelini görüyorum,insanların en sakini hissediyorum kendimi...beni üzüntülere gark etmiş olsada bazen...onunla olduğum her dakika salak salak sırıtmaktan alamıyorum kendimi...

böyle işte..aslında sırada beni en çok mutlu eden M..-A..-S..-S..-S..- insanlarıda yazacaktım ama uzatmış olacağım..bu mim deeeeee pilli cadıya gelsinnn..mucuxxxxxxxxxxxxx pilli cadıcımmm

cambaz...

Pazar, Aralık 28

amore e cieco

evvet geri döndüm bir kez daha..Çok güzeldi aşıklar şehri..
yorucuydu aslında...
ilk iki gün muayneler testler ile geçti..ve inanılmaz güzel haberler getirdim..katır kadar sağlamsın dedi şu çok ünlü doktor..hiç birşeyin yok..bu kadar hızlı nasıl atlattın sen bunu,mucize gibi birşey inanmıyorum şeklindeki cümleler ile muayne etti beni..Yanımda bütün tedavimde yanımda olan Erkanım doktorumda vardı..İsveçli beni muayne eden doktor bu kadar çabuk iyileşmene sebep ya bir aşk yada dünyaya yeni getirilmiş bir hayat dedi..ben anlayamadım sonra dönüp ya aşık oldun yada evlendin yada sen doğum yaptın dedi...ben gülmeye başladım..yok yahu dedim ne bebeği...yeni aşıkda olmadım...:) Erkanım doktorum deli gibi tepiniyor ne aşkı ne bebeği yaa ben düzelttim onu ilaçlarımla die:) çok eğlendim 4 saatlik muaynede..ama en önemlisi test sonuçlarımında gayet mükemmel çıkmış olmasıydı..ve en korktuğum şey yani anne olup olamayacağım testleride süper çıktı..istediğim zaman anne olabilirmişim:D bu süreçte kurbağam sürekli irtibattaydı her ne kadar yoğun bir saat farkı olsada aramızda bunu ikimizde hissettirmedik birbirimize..ben sabahın köründe elimde telefonla uyanıyorum bu aralar:D
Muayne kısmı güzeldi..bütün doktorlar seminere gelenler,yeni doktor olan İtalyanlar hepsi bana uzaylı gibi baktı sadece.böyle bir hastalığı nasıl olmuştuda böyle kısa bir sürede atlatmıştım..itiraf etmeliyim yoğun ilgi beni şımarttıkça şımarttı..çünkü sürekli biri yanımdaydı..
Kaan delirdi cambaz yeter benim mekanımı bile ele geçirdin bi git ya diye söylendi durdu,halbuki burdan birlikte giderken pek bir keyifliyfi benim kurbağamla her konuşmamda suratını asmayı bile ihmal etmedi..
gerçekten çok keyifliydi Roma..Ama yanımda birinin daha olmasını isterdim,oda her telefonda yada mesajda aşıklar şehrinde birlikte olmalıydık die söylendi durdu...:(
heryeri görmek istediğimden midir nedir çok yoruldum..sürekli aa cambaz bunuda yemen lazım bunuda içmen burayıda görmen lazım diyen cümleler döndü durdu etrafımda ve ben herkesi dinledim:) bol bol limonçello ve şarap içtim..
bir ara kalabalıktan çok sıkıldım ve doktorlardan birinin ı podunu alıp kurcalamaya başladım,o da neee SEZEN AKSU İKİLİLİ DELİLİK çalıyor..ben çığlık çığlığa bağırmaya başladım.Kurbağaaamla benim şarkım bu yaaa diye türkçe cümleler ile tepinince herkes korktu tabii Kaan dışında herkes diyelim..sonra ben durumu açıkladım ve ıpodun sahibide açıkladı durumu.Meğer geçen yaz Türkiyeye gelmiş bu şarkıyı duymuş arkadaşıda ingilizceye çevirmiş sözlerini bizimkide çok etkilenip cd sini almış Sezenin..ama benim için bu rastlantı bir işaretmıydı neydı bilmiyorum..gözlerim doldu birden hemen kurbime haber verdim:)

3. akşamdı sanırım bi bara gittik..ahanda içerde bi grup cennetlik oturuyo:) bir baktım sırtlarında sutopu figürleri...Kaanın yüzü yine asıldı:) ANlamıyorum hala neden nie anlamak istemıyor bilmiyorum...dedim evet benim kaderim bunlar yaa...ve sonrasındaki son gecemdeki benim gidişim için düzenlenen yemekte cennetliklerden i biri de bizim masamızdaydı ,bilmemne Napoli takımıymış o gördüğümüz ve sohbet etme fırsatı bulduk kendisiyle ..kendileri kurbağamı tanıyordu.hatta şuanki turnuvadan bahsetti ve dünyanın nekadar küçük olduğunu söyledi..ve dediki (kurbağam kızacak ); siz ne diyorsunuz bilmiyorum ama biz Amore e cieco diyoruz senin aşkında öyle olmuş ne yapalım yapacak birşey yok dedi.ben italyanca bilmediğim için anlamadım tabi önce ,sonrasında Natali; aşkın gözü kör olduğu için senin aşık olduğun adamın sana yakışmadığını söylemek istedi dedi...Sanane beee die çemkirdim çocuğa oda kalktı gitti bar tarafına:D

son iki gün gül ve sevgilisi geldi bol bol yine gezdik:D zaten ya doktorlarla gezdim ya gül ile,ben döndüm onlar sevgilisi ile tatile devam ettiler ...böyle işte..size foto ve gezi notları iletmeyeceğim burası bi gezi blogu olmadıgı için ve banada zor geldiği için yazmıyorum onları:D..
Ballondon um beni mimlemiş,bir sonraki postumda onu yazacağım..çokda güzel ve özel bi mim:)

şimdilik bu kadar canlar..cambaz hala yorgun..İstanbulu yalnız sevemedi henüz:(...

see youuu

cambaz

P.S. bu arada avusturalyaya taşınıcaz biz:D..beni oralardan okuyan varmıııı ses verinnnnn...

Pazartesi, Aralık 22

22 aralık

-...ve ben unutmadım sende sakın unutma seni seviyorum...



bugünün bütün kötülüğünü soğukluğunu mesajının şu son cümlesi sildi süpürdü..kmlerce öteden nasıl hissedebiliyorum yanımda olduğunu..bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama iyikide yapıyorsun yeşil kurbişim..

bugün öğlen minik kurbağamızı uğurladık..çok uzaklara...ağzımdan tek kelıme cıkamayacak haldeydım cenazade..bu konuda bırdaha ne aman yazabılecek hale geleceğim bilmiyorum.bildiğim tek şey onu çok özliycem..bütün bir yazımın Güneşi büyük kurbağamın yokluğunu bana aratmayan canımı ,babamın yanına uğurladım..daha önce söyleselerdi bu kadar metanetle karşılayacağımı inanmazdım ama şimdi öyle sakinim ki..öyle kendimle yaşıyorum ki sızısını anlatamam..öğlen Güneş in (minik kurbağa adam) annesinin sessiz feryadını görünce içim ezildi..aklıma aylar önce yaşadıklarım geldi..sustum..ahh dedim anneciğe nasılda çaresiz ağlıyorsun..nasıl yanıyor için..anladığımı sanarak ama asla anlamayacağım şekilde yanına gittim..sıkıca sarıldı bana ahh cambaz dedi ne çok sevdi seni bal gözlüm..Ve en son senin kadar şanslı değildi dedi..Sustum hiçbirşey diyemedim..O benımde bebeğimdi diyemedim..

Güneşin komaya girdiğini öğrendiğim gece kurbağama ,keşke yaza geri dönebilsem Güneşin koşup oynadığı zamana döndürebilirmisn beni dedim.Bitanem sen ozaman kötüydün ama dönmeyelim yaza dedi..Zararı yok dedim onu yine koşarken görmek için neler vermezdim..



ve bitti işte..Mavi gözlü sarı devimin yanına bal gözlü küçüğümü gönderdim bugün..



P.S. yarın itibari ile romada olacağım.bu haftasonuna kadarki son yazım ,ama ben sizi okumaya devam edeceğim..

Pazar, Aralık 21

küçük kurbağa adamın masalı bitti..

-herşeye sıfırdan ciddi bir şekilde başladığımızı söylüyorum bizimkilere..

bu repliği sabah telefonda ondan duyduğumda tüylerim diken diken oldu..ki nasıl canım yanıyordu aslında ama bir anda yüzüm güldü..uzun bir süre burda olmayacak büyük kurbağam.bana söylediği bu cümle en azından bugün yeter bana..hey sen ;herşey eksinden daha güzel bunu sakın unutma..
dün gece yaşanan kötü olay sonrasında sabah gül ile Kaanı kapıda buldum.Sevgili kurbağamda bana sitem ediyordu hep ben bir yerlere giderken mi olacak bu kötü şeyler,ben senin yanında olmak istiyorum ama üzgünüm dedi bütün gece..
Dün gece yazmaya elimin gitmediği şey oldu..Masal bitti..Küçük kurbağa adamı anlatan masal bitti..Şuan aldığım ilacın etkisimidir nedir bilmiyorum kafam bir şişe şarapı nefes almadan içmişim gibi.Kaanın verdiği ilaç sanırım sarhoş ediyor insanı.hala Kaanda Gül de karşımda oturuyor..ufff bende onları umursamadan yazıyorum..sabah uçağa binmeden konuştuk Büyük kurbağamla.Yaa bak dikkat et Roma ya onunla gidiyorsun dedi..Kaanda karşımda kurbağa ile konuştuğum için bozuluyor öfflüyor püflüyor..Ama alışman lazım Kaancım dedi Gül o esnada..Bu kızı seviyorsan ve hayatında kalsın istiyorsan kurbağasınada alışacaksın onlar iki saçmalık çünkü tüm normallerin arasında iki koca birbirinden kopamayan saçmalık diye ekledi arkasından.ben o esnada canım deli gibi yanarken telefonun diğer tarafındaki kurbağanın söylediği herşeye gülüyordum..Kaan iyimisin ne gülüosun der gibi baktı ,Kurbağam diğer taraftan söyle o ikisine senin benimle konuştuğun geçirdiğin her saniye hep böyle olacak dedi..yine güldüm..ben bu adamı işte bu yüzden sevdim hep ...neyse ..size onunla hikayemizin yine nasıl buraya geldiğini anlatacağım..ama şuan cidden canım yanıyor..yazının tamamını biten masalıma adamalıydım belki ,ama ozaman kendime hiç gelemiycem sanırım..batan bir güneşim var artık..herkes benim kadar şanslı değilmiş öyle diyor kaan..ben nasıl atlattım bu hastalığı bilmiyorum..hangi güç..hangi özveri..canım yanıyor ben bende değilim..yukarılarda bir yerlerde beni bekleyen ne çok insan oldu..babacım küçük kurbağa adama iyi bak olurmu..

;(
cambaz..

Perşembe, Aralık 18

Küçük Kurbağa Adam

minicik elleri vardı.....
bal rengi gözleri..
bugün ikinci gün..nasıl dayanıyor bilmiyorum..görmeye gidemiyorum..arayamıyorum..sadece beklıyorum ve dua edıyorum..
iki gece önce gece yarısı telefon çaldı ,,tam sex and the city i koymuş zaten karman çorman olan kafamı dağıtmaya çalışıyordum..çünkü gündüz annesi ile konuşmuştum..bana bir süre onu görmemem gerektiğini söylediğinde kalbim çıkacak gibi oldu..
gece yarısı 01:00 telefon çaldı..hiç sevmem o saatte çalan telleri..Kaan dı arayan ..ağlıyordu..Miniğimiz yoğun bakımda prenses dedi..Hiç iyi değil diye ekledi kısık sesi ile..Bayram için İstanbulda olması benim için şanstı sanırım Kaan ın ..Annesi bana onu göremeyeceğimi söyleyince Kaana son durumları öğrenmesi için rica ettim..Eski hastası ve eski hastanesi olduğu için ondan başka kimseden isteyemeyeceğim bir durumdu..
Hastalık küçük bedenini terk etmişti..Ama giderken geride bıraktığı harap olmuş küçük bir bedendi..Bu yılı da atlatırsa yaşına göre bir mucizeyi yaşayacak diyordu Kaan her seferinde..

gece yarısı kaan teli kapattığında olanların şaka olmasını diledim..herşeyden çok diledim..kurbiyi aradım,ağlayamıyordum ama onun sesini duyunca birşey diyemedim...Gelıyorum dedi hayır dedim saat nerdeyse 02:00 sakın gelme..teli kapattım anlamsızca..filmi açtım..ama aklımda sadece O vardı..GÜNEŞ...miniğim..bende herşeyli kek isteyen küçük prensim..hayatıma ışık hızıyla bir hastane odasında giren ve bana dünyaları veren küçük bebeğim aklımdan gitmiyordu.
Kapı deli gibi çalıyormuş ve ben duymuyordum..gelen Kaan ve Gül dü..Kibarca onlarla bu geceyi geçiremeyeceğimi söyledim..İçeri girmelerine bile izin vermedim çünkü gerçekten kafamda yalnızca onunla kalmak istiyordum..Onunla ilk tanıstığım günler ,bana verdiği kurbağalar..
tam yatağa uzandım yine bir kapı sesi..Offf dedim yaa yeterrr..Ama bu defa gelmemesi için yalvardığım Kurbağaydı gelen..Benim yeşil Büyük Kurbağam..Gece saat 2 'di..Yalnız kalmana izin veremezdim bu haldeyken..Zaten yanında olmak istiyordum bahane oldu hadi söylenme artık geldim dedi.. Saçma sapan konuştum ona.Güneşi anlattım..anlattım..Huzurum gelmişti ama içimdeki o büyük uçurum o kapanmaz sızı büyüdükçe büyüyordu.nasıl uyuyakaldığımı hatırlamıyorum..ama sabah uyandığımda içimde cayır cayır yanan bi ateş vardı..Dün öyle hızlı geçmişti ki..Bu gün öyle geçmiyor..Duruyor sanki zaman..Güneşi görmeye gidemiyorum,arayamıyorum öylece sadece duruyorum..
gördüğü yoğun kemoterapiden ciğerleri iflas etti..iki gündür yoğun bakımda..bu defa bilinci yerinde değil..bu defa kurbağaları hatırlamıyor..yanına gittiğimde bana sitem edemeyecek..
Ah be küçüğüm ne vardı seninle karşılaşmasaydık o koridorda..ben senin yerlerde sürüklediğin kurbağana laf etmeseydim sende bana öyle bilmiş bilmiş konuşmasaydın..
onunla tanıştığımız dönemde kötü günler geçiyordu hayatımdan..3 deliyken tek başıma kalmıştım ve giden delilerimden ikisinden de bir parça taşıyordu bu küçük adam benim için..Doktorum bu sana bir hediye diyordu..Küçük kurbağa adam..
Herşey bitti sanırım..Bunu kendime itiraf edemesemde bitti..

sadece dua ediyorum şimdi..o küçük bal gözler için dua ediyorum..

cambaz

Pazartesi, Aralık 15

maşuka gözbebeğim..

gözbebeği; insanlarda yuvarlak,hayvanların çoğunda ise elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı,irise gelen ışığın miktarına göre değişir.karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini,aydınlık ve yakınlık küçültür.yani bu kararsız çember ışık varsa küçülür,ışık yoksa büyür.yakına bakarken de küçüldüğüne göre yakın olan aydınlıktır,aydınlıktadır.uzağın payına karanlık düşer.zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.aşık olunca da büyür gözbebeği;demek ki aşık olunan hep uzaktadır.aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için maşuka gözbebeğim diye hitap edilir.

elif şafak /mahrem

Pazar, Aralık 14

just like heaven..


eski kokular

eski ten

eski öpücük

eski kahkahalar

eski yemek krizleri

eski kahvaltı seromonileri

eski pazarlar

eski film izleme seansları with ;

eski sevgili......

yeni kokular

yepyeni bir ten

yeni ıslak dudaklar

yeni gülüşmeler

yeni acıktım ben yaa 'lar

yeni simit mi ekmek mi tamam ikiside kararları..

yeni pazarlar; sanki hergün pazarmış gibi..

yeni film stokları

with eski sevgili...


herşey yeni ayakkabı kokusu gibidir güpgüzel fakat adam aynı adam aynı eski-yeni sevgili..


PS: haftasonu film stoğu yaptık kurbi ile ; ama nerde kalmış eski film varsa onu izledik...ve hayat yine garip bir şekilde just like heaven...



Cumartesi, Aralık 13

tatil devam ederken...

yeni geldim..
bu sabah...
çok güzel bi kahvaltı yaptım yeşil yeşil:)
güzel bi tatil güzel bi hoşgeldin kahvaltısı..
özlemişim dağınık evimi...
son iki saattir topluyorum ama yok olacak gibi değil..
öğle yemeği vakti geldi ama ben önce tatlı yaptım..şebeklik işte..

yıllar öncesinin bir repliği geldi aklıma...
erkek çok sarhoştur bekarlığa veda partisi vardır bir meyhanede erkek erkeğe ve hatta sanırım arzuların düğünüydü..:) kıza mesaj atar;

- yalnız benim için bak yeşil yeşil..ama senin gözlerin yeşil değil ama ben şarkıyı çok severim ama ben senide çok seviyorum..olsun gölzerin benim için baksın sadece ne renk baktığı önemli değil..

kız o günden sonra ne zaman bu şarkı çalsa o anı hatırlar...allhım ne salaklık dimi gözüm yeşil değil hatta kıyısından bie geçmiyor.ama bu şarkı bana bile söylendi yani...:D

hoş şeyler yaşanmadı tatilde..ama daha ilk dönüş yazısında anlatmayacağım bunları güzel olanları anlatayım önce..Güneşim yoğun bakımdan çıktı...telefonda bana sitem bile etti,neymiş ben kurbağmla ilgilenıyormusum artık sadece onu unutmusum..bir bilse ondan neden uzak kaldıgımı..neyse o iyi olsun varsın sitem etsin...

buarada burdan gittiğim gün yani gece günün blogu seçildim blograzzide...ayy ne sevindim ne sevindim...zaten burdan gidişimde ayrı olaydı.. sabahın 7 sindeki ucağa bir kurbağa olmasa yetişemeyecektim:)falan filan feşmekan...dıd dıd bib bib..çatlayınnn:) who is kurbağa? yada o kurbağa bu kurbağa:) mucuxxx..çok güzel yazılar yazdım size.....

bash bash

Cuma, Aralık 5

fake mutluluk..

ve ben gerı geldım..
dayanamadım hasretınıze:)
aşağıda yazdıgım şiir varya çok güzel yahu..
çok ayrıntıya girmeyeceğim..sorana anlatırım ama burda böleee bangır bangır modlarında olmak istemıyorum bu konuda..
efendıme söylıyım bu akşam küçük bir rakı balık partisi yapacağız..ama ben hasta hallerdeyım..hapşuruyorum,bademcıklerım şiş,terliyorum falan filan....
bu arada sezainin burda olduğu ve tam 4 gün kutladığımız günleride yazacağım..elime sağlık çok güzel bir organizasyon yaptım pişticiğime..35 kişiyi eksiksiz getirmeyi başardım meyhaneye ve bunu tek başıma yaptımmm:D Melis de yardım etmedi değil:) ama işin ilginç yanı biz kurbağa ile hesapları öderken okadar uğrasıp sipariş verdiğim pastanın gelmiş ve de hatta parçalanmış olması ..elimde sadece resmi var şimdi...:(
efendim yukarıdaki cümlede kurbağa ile kelimesine takılanlar sorun söyliyim;)

şimdilik mucux vede bashbash

seviyorum bana yorum yazan..özleyen..nerdesin diye mailler atan hepinizi...

PS: hiç mutlu değilim aslında ve hiç keyfim yok..fake gülücükler sacıyorum bugun etrafa..güneş..
güneşim yoğun bakımda..ne olur dua edin..çok ihtiyacımız var gerçekten...

cambaz..

Perşembe, Aralık 4

ben geldimmm:)

AŞK YENİDEN...HİÇ BİTMEMİŞ BİR MASAL GİBİ.. AŞK YENİDEN...TANIDIĞIM TENDE BAMBAŞKA YENİ BİR RÜYA GİBİ...

Aşk yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Aşk yeniden
Rüzgârlı bir akşam vakti
Aşk yeniden
Karanlıkta bir gül açarken

Aşk yeniden
Ürperen sahiller gibi
Aşk yeniden
Kumsalların deliliği
Aşk yeniden
Bir masal gibi gülümserken

Gözlerim doluyor
Aşkımın şiddetinden
Ağlamak istiyorum
Yıldızlar tutuşurken
Gecelerin şehvetinden
Kendimden taşıyorum

Aşk yeniden
Bitti artık bu son derken
Aşk yeniden
Aynı sularda yüzerken
Aşk yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken

Aşk yeniden
Unutulmuş yemin gibi
Aşk yeniden
Hem tanıdık, hem yepyeni
Aşk yeniden
Kendini yarattı kendinden

Salı, Aralık 2

yeter...

Kaan cım istersen özel konuları artık burdan konuşmayalım..yeter.........Konu kapanmıştır..
Ve evet tahmininden de deliyim...ve bu halimide çok çok seviyorum...

02 Aralık-Yakarış...

Roma...
Aşk şehri burası..
Kokusunu her duyduğumdan aynı şeyleri hissediyorum..
Ve ben sanırım verdiğim sözü tutamayacağım cambaz..
Senin gibi bir kez daha aşık olmayı bekleyeceğim..
Yada senin gibi aşkımı bekleyeceğim..Seni..
Senden senin blogunda herşeyi yazarak uzaklaşıyorum biliyorum.Bu yazımı da sileceksin..Bunu da yok sayacaksın..Kimse görmesin belkide en çok o görmesin isteyeceksin..Üzgünüm..
Ben tekrar aşık olmayı bekleyeceğim sanırım ama korkum senin gibi tekrar aşık olmayı beklerken aynı kişiye aşık olmak.Natali ile konuştum herşeyi sabahın köründe..Uçaktan iner inmez arabada daha merhaba bile dememişken..Olmaz dedim yapamıyorum..Saplantı diyeceksin belki saplantı..Aşk dersen onada kabul ama her baktığım yerde iki kahve derini gözleri görürken senin maviliğinde kaybolmayı bekleyemem dedim..diyiverdim hızlıca..sustu ..biliyorum sus dedi..
Burda çok az motorsiklet kullanan var biliyormusun cambaz?Senin vespan yakışabilirdi bu şehre..Yeşil kurbağa renkli vespan..sen bu şehire çok yakışırdın eminim.
24 ARalıkta geldiğinde görmeyeceksin belki hiçbirşeyi..nasıl yoğun olacaksın.Lösev bağlantı toplantıların..Kendi kontrollerin..Ve elinden düşmeyen telefonun..
Nasıl hayranlıksın bir bilsen karşıdan..her kahkahan her ağlayışın her sinirin her bağırışın nasıl içtensin..
Ve sen nasıl hayransın kurbağana..Aranızdaki çekim nedir ?
Kopup kopup mıknatıs gibi herşeyi herkesi silip tekrar hiçbirşey yokmuş gibi nasıl yapıyorsunuz bunu?
Saygı duymamak bu aşkın önünde eğilmemek mümkün değil..Sesinden anlıyorum ben senin herşeyi..Sabah sesindeki o belirsizlik ama o muhteşem tını..Kıskanmamak elde değil..
Nasıl resetleyebiliyorsun herşeyi yahu..
Herşeye sıfırdan başlamak daha kolay değil mi?Hiç bir şey söylemiyorsun anlatmıyorsun ben bunların hepsini biliyorum ama..
Çok konuştum burası resmen ağlama duvarı oldu artık.Kesin ''ver artık çocuğumu bana'' diye söylenip blogunu geri alacaksın.Okurlardan çok özürdilerim cidden burayı kendi amaç ve duygularım için kullandım..Ama Cambaza bunları söylemenin başka bir yolu yoktu inanın bana..

sevgiler

Doktor K.

Pazar, Kasım 30

30 kasım

barışmıyor,kızımız fena bozulmuş yazdığım ve onun hemen sildiği yazıya..
neyse o bozulsada köpürsede yapacak birşey yok.Amsterdama gidemez ise -ki Gül ün babası çok rahatsız.Sanırım cambaz tüm duygusallığı ile gitmek istemeyecek- İtalya ya geliyor buraya.Ayın 24 ü gibi gelecek sanırım.Yeni yılı burda geçirmesini istesekte natali ve ben kızımız yok benim başka planlarım var dedi tersledi beni.Natali ile evlenmekten vazgeçmedim bu arada..vazgeçebilmeyi çok isterdim ama hayır.burdan beni okuyanlar kızıyor belki ama sırf beni çok seviyor ve mükemmel bir eş olacağı için evleneceğiz..onun beklentisi de romantik sevgi keebeği bir eş değil.Tam mantık izdivacı anlayacağınız..1 kişi ile evlenseydim dünyanın en romantik eşi olurdum en inanılmaz heyecanları yaşardık birlikte..ama kendileri dünyanın en haylaz heyecanlarının peşinde.Az önce konuştuk.kendini çok iyi hissetmiyormuş.Benden birşeyler saklıyor olduğunu düşünüyorum.Benimle konuşuyor ama ayrıntılara girmiyor küsüz diye..haftasonu güzelmiş..keyfi yerındeymiş kızımızın..ama ben Gül den öğrenirim ayrıntıları...yarın sabah dönüyorum Roma ya.Bizim kız bir inat görüşmedi benimle yaaa.Şuan biliyorum ki evde yatıyor iki seksen.Kurbağa ile ilgili gelişmeler var biliyorum,hissediyorum.Barıştık dese şaşırmayacağım ama bu kadar hızlı olmamalı değilmi? yok ama benim cambazım biraz düşünür değil mi? düşünür düşünür..kulağımda sesi çınlıyor aynen şöyle derdi bu yazdıklarıma yorum olarak;

''Allahım Allahım Kaan ben ne yapıyorum böyle,hem çok mutlu hem çok şaşkın hem çok herşey olur mu yahu bir insan..?benim içimde kaç cambaz yaşıyor yaaa,ötenazi hakkımı kullansam sen bunların birkaçını öldürsende ben rahat etsem doktorcum derdi..'''ve basardı o şen kahkahasını..

hadi gittim ben çok efkarlandım..

sevgiler

doktor K.

Cuma, Kasım 28

28 kasım

cambaz hanım pek bir yoğun..görüşemiyoruz kendisi ile.
organizasyon komitesi olmuş tek başına.haftasonu organizasyonu yapmakla meşgul..çok yoğunmuş..en sevdiği insanlara harika bir gece organize etmekle meşgulmuş falan filan..
ki ben şuan itibari ile Türkiyedeyim.Atinadan direk İstanbula geçtim.Çok kızgınmış bana görüşmeyecekmiş.Bazılarınızın okuduğu bazılarınızın kouyamadan cambaz tarafından silinen yazım onu biraz delirtti de..
neyse görüşmesin.ben onu bir yerlerde yakalamasını bilirim.
efendim kendilerine gönderdiğim kocaman bir koli kurbağayı( oyuncaklar- post it ler-peluşlar-çarşaflar) hepsini Güneşe götürmüş.Evine canlı kurbağa hariç kurbağa ile ilgili hiçbirşey sokmuyormuş...
neyse çok iyi cambaz.sağlığınıda dikkat ederse süper..son tahlilleri pek hoş çıkmamakla birlikte onu korkutmalarım bir işe yaramadı.
cambaz ile ile ilgili bir sürü yorum yazmışsınız.neden ona aşıkmışım bilmem ne...onu tanıyan pişman yanımayan pişman diyelim..
neyse..
onkoloji seminer gezilerimle ilgili bir yazı dizisine başlayacağım 1-2 güne kadar.
arada cambaz hakkında da yazacağım.ama önce barşmamız gerekiyor.
birde yoğun bir şekilde benim yazmamamı istiyorlar ama üzgünüm biraz daha buralardayım..

sevgiler

doctor K.

Çarşamba, Kasım 26

26 kasım

çok fena dedikodularım var..ama vaktim yok oturup düzenleyip yazmaya..cambaz gibi yapayım biraz,arkası yarın :) ama cidden cambaza özel çok çok özel haberler ile burda olacağım.Akşama yazarım diye düşünüyorum.Roma ya döndüm.Yarın Atina ya geçmeden kızımıza verdiğimiz sözü tutalım ilgilenelim onun bebeği ile..Dün arayıp ciyakladı o kart sesi ile:) ama tek birşey biliyorum,blogdan uzaklaşmak iyi gelmiş kızımıza neşeden ölecek..
şimdilik sevgiler

doctor K.

Pazar, Kasım 23

selam,mecburi hizmete başlıyoruz:)

Cambazın yazdığı o iç karartan yazıdan sonra hoşgeldim değil mi?Çok uzatmayacağım..
Kızımızı kıramadım,ne yazmaya hevesi kaldı ne de bu blogu kapatmaya cesareti var..
Umuyorum çabuk döner.Eskisi kadar hevesli değilim burda olmaya..
İlk başlarda çok hevesliydim çünkü ona yakın olmak her anlamda önemliydi benim için itiraf ediyorum..Ama sizinde bildiğiniz üzere cambaz bana öyle bir rest çekti ki o sayfaları kapattık..
Onunda dediği gibi Arizonadayım.Onkoloji üzerine yapılan bir seminerdeyim..İç karartıcı konulardan söz bahsetmeyeceğim.
Cambazın bilmediğiniz bir aktivitesini yazacağım bir ara.Kendileri lösevin aktif bir gönüllüsüdür.Bir sürü çocuğu var kendisinin.Ona hayran hayran bakan bir sürü göz var..
Ve onu onların arasında görseniz emin olun sizde hayran olursunuz..
Bunu kimseye söylemiyor,ben ve asıl doktoru Erkan Hocam dışında kimse bilmiyor bunu yaptığını.Sanallıktan çıkmasının bir sebebide bu aslında biliyor musunuz?Onlara beyin olarak daha çok kanalize olmak istiyor.
Az önce aradı bi bardak kırmış ama hüngür hüngür ağlıyordu..Ben o bardağı günlerdir arıyordum dedi.Anlamadım yemin ederim..
Neyse aşağıdaki yazıdan da anlayacağınız gibi bir süre benimle idare edeceksiniz..
Ama sormak istediğiniz herşeyi sorun,o yanıtlayacaktır bana.

sevgiler
doktor K.

bash bash...


haftasonumdan önce size anlatmam gereken bir şeyler var..biraz uzun olacak yazı,,ama bittiğinde anlayacaksınız..

uzun bir süredir 3 gün üstüste yazmamazlık etmedim hiç.burası bir günlük oysa..yıllardır tuttuğum bütün günlükleri hergün yazdım..hergün birşeylere kızdım, sinirlendim ,sevdim,terkedildim terkettim,taşındım..olağan günlerimin olduğu zamanlarda ise günlüğü elime almadım mesela 9 ay öncesine kadar bu sayfalara duygusal yoğunluklarımda yazdım hep, ayda bir kez belki ve anladım ki normal şeyler yaşadığımda başka şeyler yazıyorum yazma kabiliyetim ki olduğuna hep inandım :) başka yerlere kanalize oluyorum..neyse bu defa ara vermemin belki bir daha bu bloga hiç yazmayacak olmamın (ki ben duramam biraz dinleneyim yine geleceğim) sebebi başka..hayatımda tüm hareketlilik bitmiş değil..ama ben bitmiş olmasını dilerdim...
anladığınız üzere bloğa bir süre ben yazmayacağım.kim sorusunu tahmin etmenizi istesem bulursunuz,tabii ki Kaan:)

Kaan cım bak yine senin oldu benim sanal sevgilim..Biraz doktor defteri biraz seyahat günlüğü ve çokçada benim dedikodu duvarım haline getirecek burayı biliyorum.evlenmek üzere olan bir erkek diyeceğim ama aldığım duyumlara göre ertelenmiş düğün tarihi hiç sebepsiz..ayrıntıları paylaşmanızı diliyoruz Kaan bey...

neyse efendim ara veriyorum çünkü çok yoruldum bu bloga gelen birkaç yazıdan sonra.. üzmemem gereken insanları üzdüm onlara sitem ettim bu yazılar yüzünden ve dedim ki ben burda yazmaya devam ettiğim sürece bu böyle olacak..sanal cambaza son veriyorum yada ara veriyorum aslında..artık ne yaptığımı neler olduğunu kimseler bilmeyecek.Kaana anlattığım kadarını kesın bilirsiniz ,nasıl dedikoducu olduğunu gördük geçtiğimiz aylarda..:/

Bana kızmayın sitem etmeyin ne olur..bir süre gerçekten ihtiyacım var buna..çünkü ...çünkü yoruldum..ve aslında hiç yorulsun istemediklerimi yordum..gerekte yok aslında..öyle işte ne yaptım kimleydim ne oldu nasıl oldu ,bitti gitti artık..özelliklede artık ne hissediyorum birşey bilmeyecek kimse..hiç yazmayacağım diyemiyorum ama uzun bir süre buralarda olmayacağım, ama okumayacağım yorumlar bırakmayacağım demiyorum:) Kaan şu an Arizona da onkoloji seminerlerinin bilmem kaçıncısında .yarın itibari ile size bi zafer yazısı yazar..

öyle işte sanırım biraz hüzünlü biraz dalgınım yazının arasına kuzguncuğa kahvaltıya bile gittim..okadar yazıp yazıp siliyorum yani..

şimdi günlerdir yarım kalan konumuzu sonladıralım;
sürprizimi açıklıyorum; vespa alıyorum:) nisanda geliyor.İzmirden birinden alıyorum,ikinci el yani..zaten o zamana kadar ehliyetti falan filan gibi şeylerle uğraşırım.yeşil yemyeşil bir vespa..çok heyecanlıyım..sadece 1 kişi doğru bildi bu arada :) herkes köpek alacağımı düşünmüş..vespacım beni biraz zorluyor maddi konuda ama olsun o heyecana değer sanırım..ona bi isim bulmak lazım :)
bu haftasonu çok güzeldi aslında cuma günü ve cumartesi sabahı çok keyifliydi..sonrasında kafamdaki karmaşık tilkilerle uğraştım durdum ve sonunda bloga yazmaya ara vermeye karar verdim.ama cidden çok zor benim için,çok alışmıştım oysa buralara:( cuma sabahtan izmirdeydim..iş için gittim.zaten günler öncesinden sezai ile balık-rakı planını yapmıştık.İzmir yine çok güzeldi..ben yine burada yaşamak istiyorum cümleleri ile geçirdim tüm günümü..kordonda sezai yi beklerken bira-midye keyfi yaptım..uff uff.hava acayip güzeldi..ılık ama serin nasıl oluyorsa işte öyleydi..sahilde çimlerin üzerinde kucak kucağa sarmaş dolaş sevgililer..liseliler...falan filan..anlattıkça izmir ile ilgili sayfalar yazmak istiyorum..

sezai geldi kordon balık pişiricisine gittik..yedikçe yedik.ben yine rakı içemedim:( uzun süredir yalnız kalıp muhabbet edememiştik..dertleştik..anlattıkça anlattı..sezinden yaşadıkları dönemden konuştuk..tam benim ufaklıktan konusuyorduk ki o aradı.teli sezai açtı,düğününüzde sizi sarhoş eden yakışıklı ile konuşuyorsunuz dedi..:) hayatımın sonuna kadar aileminde benimde seveceğimiz hatta benim onsuz güzel günlerin geçmesini istemeyeceğim bir dost bu adam ya...
sezin geldi sonrasında birlikte benim eventimin olduğu yere geçtik..sonrasında da onlara gittik.gece 3 dü biz daha sezai-ben-annesi-sezin-ege muhabbet edip gülüyorduk..sezine neyin iyi geldiğini buldum..sezai.. abisi ona ilaç gibi..kanatlarının altında muratı buluyor sanki..onu sürekli güldürüyor..seviyor..canım miniğim onu güldürebilmek için o akşam yaşadığım tüm gerginliği beynimde silip ne kadar salak aptal dedikodu varsa anlattım..
sabah melis izmire geliyordu tam bi komedi anlayacağınız,izmirde bile bırakmıyorum peşlerini:)..sabah 7 de geldi sezai yattığım odaya,oo sezo senınle uzun zamandır aynı evde uyanmamıştık dedim ve bana ne dedi ...ben bu oda da kız göremiyorum:D bu benim repliğimdi hemde en iyi bel altı esprim:) sabahın 7 sınde daha uyanmamışken gülme krizine tutulduk..gittik melisi aldık..onu eve bırakmadan öncebi çay içtik sonrasında melisi eve bırakana kadar bana izmirin nekadar güzel olduğunu söyledi durdu iki sevgili..ben durdum ve yaa burası sayfiye yeri gibi yaaa dedim..yine bir gülme krizi..
en son beni alsancağa bıraktı sezai,hava yine serin ama güneşliydi..orospu izmir havası..perşembe günü görüşmek üzere ayrıldık..bizim araç gelene kadar yalnız, denize karşı bi kahve içtim..
düşündüm düşündüm...ve sanal cambazı sonlandırırsam huzura ereceğimi ve böylece haksızca üzerine gittiğim herkesin huzura ereceğini düşündüm..facebookumu iptal ettim.en azından bir süre..aylardır değişen cambaza bir değişiklik daha ekledim daha sakin olmak..düşünmeden hareket etmemek..çok değiştiğimi söylüyor herkes dahada gülüyorsun dahada anlayış abidesi oldun dahada rahatsın ve bunlar seni malesef daha umursamaz yapıyor diyip somurtuyorlar...kötü birşey sanırım umursamaz olmaz..ama umursayınca üzülüyorum böylesi daha iyi..

cumartesi akşamı istanbuldaydım..kuzgunda..viski içtim geçen gün biri okadar ballandırarak anlattı ki artık viski sevdiğini canım istedi..neyse...
bir sır vereyim mi hani şu bitmek üzere olan enerjim var ya..hala biraz varmış içimde biryerlerde masal gecesi açığa çıktı..birazcık daha dayanabilir sanırım..ama bi sabah uyandığımda pat diye bitmiş olmasından okadar çok korkuyorum ki..

bu arada sizden uzak kaldığım günlerde amsterdam yolculuğumuda yapmış olacağım.tarihleri değişti biraz..ama bana iyi gelmesini umuyorum ve bu konuda güle güvenmekten başka çarem kalmıyor..italya seyehatmin zaten kaan anlatır ki ona daha çok var..belki herşey eskiye döner ..belki şehre bir film gelir ve ben sayfalarıma geri dönerim ne dersiniz?yada herşey eskiye döner -özelimin bana ait olduğu günlere ve bu blogu kaana bırakır ,yarım kalan yazmaya ara verdiğim hikaye kitabımı tamamlarım..(bu kitapı da ilk kez size söylüyorum:)
ıssız adamın müzik cd si çıktı..ama yok ...yok hiçbiryerde yok..onu ararken dün istinye parkdaki d&r dan 100 best film classics diye bir set aldım.böyle arşivler yapmaya başlamak hoşuma gitti bu aralar..body shop da yine ömrümü yiyen body musklar vardı yine durduramadım kendimi..çok etkileyici hepsi ,ben kendi kokumdan sarhoş olabilirim şuan:)

böyle işte...hayatım yine bilinmez erişilmez ve sizden uzakta olacak..bol bol dans edeceğim-yeni cdler alacağım-kitaplar okuyacağım-motor ehliyet kursuna gideceğim ve belki belkide tekrar..neyse..şimdilik bu kadar sanırım..yazmak istediğim bir sürü konu vardı..biraz daha bekleyecekler artık ..özleyeceğim burda saçmalamayı...sizde beni özleyin..
PS:yorumlarınızı hala görebiliyor olacağım bana yazmak istediğiniz herşeyi yazabilirsiniz..aslında bir mail adresim var ama..şimdilik boşverelim
bashbash
cambaz..


Perşembe, Kasım 20

masal...

Rüya gibi
İnanılası zor olan masal gibi..
Hani kırmızı başlıklı kız , sindrella vs vs gibi..
Ormandaki Şirinler gibi..
Gerçek olmadıklarını bilmek istersiniz ama var olduklarına inanmak istersiniz..
Dün gece işte bu anlattıklarım gibiydi, tarif edilemez..
Özel bir misafirim vardı dün gece..
Hem çok özel hem çok genel hem her şey hem hiçbir şey ..Hepsiydi..
Önce sitemlendim geçikeceğine..
Sonra..
Kapı çaldı..ne yapacağımı nasıl bakacağımı şaşırdım..Elimde küçük bir tost ile açtım kapıyı sersem gibi..
Hem çok kızıyordum..hem çok seviyordum ..hem çok özlüyordum..
Ne diyecektim ki..
Bir şey demedim zaten..
Mutfağa geçtim direk,açtı çünkü en dayanamadığım şeydi onun aç olması..
Hazır çorba… daha iyisi olamazdı..Her şeye hazırlıklıyım mı demek istyordum..
Gelişine , gidişine …
Koridorda karşılaştık tekrar..sarıldı..sarıldım..içine çekti ..nefes alamadım..
Aldığı nefesi veremedi..
-Nasılsın?
-İyiyim,sen nasılsın?
-Şimdi daha iyiyim..
Ben çorbayı hazırladım ,o şarapı açtı..
Salona geçtik
Uzun zamanın acısını çıkarırcasına o kadar çok konuştuk ki..bazen sustuk..güldük..anlattık..
Mumları yaktım..ışıkları söndürdü..
-Neye içiyoruz?
-Bize..
Şarapın rengi daha da kırmızı oldu..
Gözlerimizin içinden geçenler mum ışığından kırmızıya aktı..
Gerçek o ,gerçek ben..Hiç kayıp olmamışız..Kızgınlıklar..Üzüntüler..Ondaki başka yüzler..
Hiçbiri birbirimize baktığımızdaki ateşi,anıları,hüznü,gülüşmeleri yok etmemiş..

-Çok özledim seni..tahmininden de çok..
-Ne kadar özlediğin hakkında hiçbir fikrim yok..
-Düşünüyorum bu kızın her cm karesini neden bu kadar çok özlüyorum diye, bulamıyorum


Yukarıda yazan her şey gerçek mi değil mi bilmiyorum..Hangi zamanda yaşandı kim yaşadı onu da bilmiyorum..
Ay gidip güneş çıkınca ,dünya ışığa kavuşunca çıkacak ortaya her şey …şimdilik masalın sonunu bekleyelim bakalım..bu sayfalarda hep olduğu gibi..yazanda yönetende benim..belki de biziz..BİZ…

Pazartesi, Kasım 17

no me ames

blogada aynı şarkıyı yükledim...fena bir şarkı..söyleyenlerin aşklarının seslerinde isyan edip fezaya karıştığını hissediyorsunuz...ben pek bi duygusal oldum yahu....

neden ağlıyorsun
çünki mutluyum
neden engelliyorsun
yalnızlıktan
neden ellerimi sıkıca tutuyorsun
ve neden aklın karışmış görünüyor
seni çok seviyorum
neden
dik kafalı olma
benden şüphe duymayı kes
geleceğin ne getireceği umurumda değil
korkmuyorum,sadece seni sevmek istiyorum
beni sevme çünkü farklı olduğumu düşünüyorsun
bizim için doğru olanların bu olduğunu düşünmüyorsun
birlikte geçirdiğimiz bu zamanları
beni sevme çünkü biliyorum
ne büyük bir yalan olurdu
aşkını hak etmediğimi düşünüyorsan
o zaman beni sevme
kalacağım
beni sevme çünkü biliyorum
dünyayı değiştiririm
bu kader
bu imkansız
biz bir ayna gibiyiz birbirimizi görüntüleyen
biz biriz
beni sevme
ölüyor olmak
pişmanlıktan bir savaşın içinde
beni sevme
tekrar tut beni
gökyüzüne yükselmek istiyorum
bu aşk bulutların arasında yükselmeyi hak ediyor
ne söyleyeceğimi bilmiyorum
gerçek bu
insanlar yapmak istedikleri zaman
gerçekten incitebilirler seni
şayet sen ve ben bir parçaysak şimdi
başka biri önem taşımayacak
bu büyük dünyada
beni yapayalnız bırakma
beni terk etme,beni terk etme
seni sevmediğimi söylediğim zaman beni dinleme
beni terk etme
kalbimi kırmayı bırak
beni sevme
beni sevme,beni bırakman için sana rica ediyorum
yapamayacağımı çok iyi biliyorsun
bir işe yaramıyorum
ilelebet seveceğim seni
beni sevme
ben sadece sana acı veririm
kalbim tamamen buna yöneldi
beni sevme
kederinden kaçmak için
beni sevmeni istiyorum çünkü beni seviyorsun
beni sevme
bir gün çok yükseklere uçacağız birlikte
ve her zaman birlikte olacağız
bu aşk güneş gibi
sıkıntı veren bir fırtınadan sonra gelen
iki kuyrukluyıldız gibi
aynı galakside
beni sevme

Pazar, Kasım 16

ve bu şarkı...

şevval sam ,sek

o kadar uzun zamandır dinlemiyordum ki bu albümü..sanırım en son 16 nisanda dinledim..
aslında rakı albümü olmasına rağmen ben çok güzel bir terra kırmızı şarap ile eşlik ettim şevvale o akşam..

aradan tam 7 ay geçmiş..bu gece hatta gece yarısından sonra sabaha az bir zaman kalan şu saatlerde elim gitti bu albüme..
çok çok hüzünlü ama bir o kadar çok güzel bir akşamdı,geceydi,sabahtı herşeydi,16 nisan..


(çok alakasız bir konu ile bağlayacağım şimdi yazıyı burdan sonra)


yalnız yaşayanlara soracağım bunu daha çok aslında.evinizin anahtarı kaç kişide var yada şöyle sorayım anahtarınızın birinde olmasının sebebi var mı? kimsede yoksa da neden?

benim anahtarlarımın bır kopyası şu an kimsede yok..ama bu eve taşındığım günden itibaren bundan bir süre öncesine kadar bir kişide vardı.bu ev onundu da aslında ,biraz ondan..birazda tamamen benim bencilliğimden..
e
ve her gelişimde acaba bir sürpriz olurmu olursa bu ne olabilir diye bekliyeyim kendikendime die..
kendi anahtarı ile açsın bende o hazzı yaşayayım die..
ben yokkende bu evi onun gibi hissetsin die..
bunların hepsi bir neden olabilir evet..ama benım tek bır nedenım vardı..ansızın gelsin bana sürpriz yapsın..yada benden önce gelsin yine bana sürpriz yapsın..yada benden sonra çıkmış olsun evden ,yine bana bir sürpriz bıraksın..tek önemli kelime sürprizdi yani benim için..


buydu işte tek sebebi..diğerleri alt başlıktı hep..


ansızında geldiği de oldu , ödüm koptu:)
çıkarken evi toplayıpda çıktığı da oldu ,geldiğimde mis gibi bir ev buldum...
geldiğimde evde de gördüm ,musmutlu oldum..(musmutluyu yeni buldum:)


ama 16 nisanda eve geldiğimde hep istediğim şey vardı odanın ortasında..çok ayrıntıya inmeyeceğim bu noktadan sonra bazı bazı sebeplerden..
ama hayatımda hiç o kadar şaşırdığımı-sevindiğimi-kızgınlığımı o kadar hızlı unuttuğumu-kelımelerı seçemediğimi-karmakarışık olduğumu hatırlamıyorum..uzun bir sürede o hislerlebuluşacağımı sanmıyorum..ne anlattığım evlılık teklıflerı ,ne gelen çiçekler beni bu kadar duygulandırmadı..uzun bır sürede hiçbirşeyin bana aynı duyguları yaşatabileceğini düşünmüyorum..umuyorum aksi olur ama hissetmek diyelim biz buna..

o gece söylenilen hiç bir kelime kadar anlamlı,inandırıcı olmadı hiç bir itiraf,iç döküş..


neyse...


ahh be şevval neleri hatırlattın bana bak..neler yazdırdın yine..


ne diyor şevval;
"bir fırtına tuttu bizi,deryaya kardı..''

Cuma, Kasım 14

:/

cok fenalardayım bugun deliricemmm..hatta sanırım delirdimmm..cok alıngan yaptı benı bu yoğunluk kim ne dese carlıyorum:D yarında levendize gitmiycem en alakasız insanlar gelıyormus cidden çekemiycem kimseyi....asmalıya gidiyorum şimdik beni seven arkamdan gelsin...

Perşembe, Kasım 13

saçmalık bilmem kaç oldu artık saymıyorum...

ne çok yorum yağdı aman yarabbi:) bu kadar okunduğumu bilmiyordum şahsen gözlerim yaşardı.yani bu kadar güzel blogun içinde böyle salak saçma yazan birinin okunmasını ummuyordum..:( neysa tuyku sömürüsü yapmıyım dimi size:) azıcık bekleyın daha acıklamayacağım..birde beklediğim bir yorum var..o gelsin hemen açıklayacağım,söz:D

amsterdama gideceğimi unutmuştum ,geçen gün gül geldi anam o diyince hatırladım yaaa...orda soğukmuş hava şimdi ben cahil cühela nerden bilicemm:d zaten bu haftasonu alışverise çıkacaaadım.kaban almalı belki mont ve kaban ..aman bilmiyorum..kaban için önerilere açığım..

cumartesi akşamı levendizde yakın bir arkadaşımın doğumgünü var,aslında mekan eğlenceli de ben o mekanı yaşadığım birşey yüzünden sevemıyorum bir türlü.her gittiğimde eğlenıyorum oke de nedense oraya gidene kadar doğum sancıları çekiyorum..oysaa oooo kıralım tabakları modundayım..hazır rakı içmeye tekrar yeni yeni başlamışken hala böğürüyorum orası ayrı konuda ordaki ehli keyf lerle de alıştırmalarıma devam edebilirim dimi?uff bilmiyorum daha iyi bir program çıkarsa iptal edebilirim aslında..gıcık modeliyim bugün..sakinleştiricim nerde benım şu büyük boy olan :D

hade ben çalışayımm azıcıkkk...
sevgiyle -saygıyla -aşkla -tutkuyla- dürüstlükle -anlık değil uzun heyecanlarla-pişmanlıkla değil harcanan emekle ve tabiki sex ile kalın...sağlıcakla kalın...

Çarşamba, Kasım 12

sürpriz neymiş.....???

şimdi bir oylama yapalımmm..bakalım sürpriz neymiş?...


bir sevgili..şöyle en aşk kokanından...en huzurlusundan...yada en huzurzusundan?
Yeni bir iş? şölee tembel tembel olan ama en paralısından?

taşınıyorum? yeni bir ev ,yeni komşular?yeni anılar?
bir vespa?ayağımı rüzgarlayacak...
baharda bölee sahil boyunca bip bip çiçekli kaskımla salınsam mesela?
minik bi kalp? eve geldiğimde evin bütün soğukluğunu yemiş bitirmiş mesela:)?
hadi bakalım....yorumları yayınlamayacağım rahat rahat yorum yapabilirsiniz bu arada:)

Salı, Kasım 11

?????????????????

çok büyük bir sürprizim var.bekleyin...hiç yazmayacaktım ama tutamadım ağzımı..
zaman su gibi akıp geçiyor,küçük ayrıntıları hallederken büyük vurgunları kaçırmayalım dimi...

boş işler boş insanlar

dün gece o kadar sinirliydim ki o kadar yumuşak karnıma vurulmuştu ki ve o sinirle benim ağzımdan çıkanlar akıp gitti telefonun tuşlarından...

herşeye sustum oke dedim,hayatımın içine edilmesine,şimdi burda paldır küldür yazamayacağım hala terbiyemi saygımı uslübumu bozmamak için sustuğum ve muhatap olmamak için uğraştığım o kadar çok şeye sustum ..ama dayanamıyorum artık..kimse benım yumuşak karnıma dokunamaz kimseeee...neyse çok irdelemeyeceğim....ben yıne susuyorum...
aslında dün gece susmadığım biri vardı,kıyamam gecenin o saatınde o sinir patlamasını ona yaşattım..aslında ona da müstehak da neyse:D herkes seçtiğini yaşar dimi yavru,sen beni seçerek belkide hayatının hatasını yaptın farkında değilsin...

birde dün gece aldığım vitaminlerin yan etkileri ve soğuk hava yüzünden midem berbattı.bütün gece kustum yattım kalktım kustum duş aldım yattım...bu cümleyi 4 kez falan tekrarladım sanırım..birde o sinir harbi bu cümlelerin arasına sıkışınca delirdim,ve patladım tabii doğal olarak seçilmiş yavruya..

sabah aradım sesini duymak için..çok çok uzun zaman olmuştu çünkü..uyuyordu..aa uyuyormusun dedim ,artık uyumuyorum dedi:) neyse ayrıntılara gerek yok sesini duymak çok güzeldi çok uzun aradan sonra-helede uykulu şaşkın sesini duymak..mıdem hala bulanıyor hala berbat hıssedıyorum kendımı ama sinirli değilim..sakinim..anlayamadığım tek şey var,nasıl böyle düşüncesiz -ruhsuz-kalpsiz-bencil ve kendini bilmez olabiliyor insan...yada istenildiğinde insan ruhunun bürünemeyeceği kılık yok galiba..uuu korkunç...ben bu hengamenin arasında çok durmaya niyetli değilim ama..ben kendi hayatımda pek mi sakinim aslında sakindim getiğimiz cuma akşamına kadar...

size kısa kısa bilgiler vereyimmi aslında nie bu kadar pozitif olduğumun ana sebebi varr;

GÜNEŞ İYİLEŞTİ..........herşey bitmiş sadece çok zayıfmış kendine gelır gelmez döneceklermiş,iyiki kurbağasına iyi bakmışım.(blogun eski okurları güneşin kim olduğunu biliyorlar)bu konu hakkında çok fazla yazmayacağım nazar değiyor sonra...

Amsterdam dan sonra İtalyaya gidiyorum..izin aldım eeee vizemde var neden gitmiyim dimi,sadece iflas bayrağını çekeceğim yakında sanırım:( .Kaan geliyorum leyn yanına:D haha benden kaçamazsın...neymiş ıssız adamı ona anlatmışım o filmden sonra benimle artık ölse evlenmezmiş,hahaha ..uleyn sanki sana evet dedim ,gıcık doctor:) şaka şaka seviyorum seni,sizi..İtalyadaki düğün hazırlıklarını kaçıracağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz....Allam Natali iyiki türkçe bilmiyor kız valla benim geyiklerimi yanlış anlıcak kescek beni:D
hade byeeeee

buarada facebookda umutla olan fotoma eşşek yüküyle bebek acayip yakışmış hemen yap bir tane yorumu yazanları keseceğim..onlara direk birşey diyemiyorum:(..burdan sesleneyimde içimde kalmasın...ama cidden ikimizde acayip güzel çıkmışız...ahhh minik meleğim benim...:(

ayy ne saçma sapan bi yazı oldu yaaa:d
öpüyorummmmmm bashbash

Pazartesi, Kasım 10

:(

müjdeeeeeeeeeeeeee
ıssız adam filminin tüm müzikleri 10 güne kadar tüm nüzik marketlerde.
most production da çalışan arkadaşımın msn iletilerimdeki çalan şarkılara dayanamayarak verdiği bu gizli bilgiyi sizlerle paylaşayım hemen dedim...
ama ben kendimde değilim bu film yüzünden..napcez bılmıyorum...
içim dışıma taşar modda..
bırı bırsey desın lutfen yoksa yoksa bılmıyorum işte.....hayatla bağlantım kaybolduuuuu......:(

Pazar, Kasım 9

eskiler..sahaflar...anlamazsın...

sözde bütün haftasonu burnumu dışarı çıkarmayacaktım..ama nerde...:)
anladıgınız üzere zaten cuma akşamı once canımcımla kanaat de yemek yedık bır güzel,sonra ıssız adam sendromu başladı..ama kanaat dekı komedıyı anlatmayı atladım size..tam yemeğe başladık biri geldi..aman yarabbi taşşş cidden taşşş bebe..canımcımla çocuğa nasıl bakacağımızı şaşırdık ama şanslı olan taraf canımcımdı..arka taraflara bır yere gectı oturdu..ben arada dönüp bakıyorum ama çocuk cidden bir içim su yaaa..aradan zaman geçti biz muhabbete yemeklere tatlılara takıldık.canımcım dedi cambaz bu çocuk manyak..kendikendine konuşuyor..sonrasında kitlendik biz bu taş bebeye..anam adam kırık..böle garip tikleri var..kendikendine konuşuyor böle orasını burasını sıktırıyor...ben başladım gülmeye..allam dedim biride düzgün olsun yaaa.hep manyaklar hep kırıklar.masadan kalkarken canımcım dedi ; vah yazık pekde yakışıklı ama kendikendine konuşuyor.garson duydu tabii böle kafasını yazık anlamında salladı..ben koşar adım kendımı dışarı attım gülmekten.canımcım dedim bu adam şimdi kalkıp otomatıkle tararsa burayı şaşırmıycam valla koş kurtaralım kendımızı..
buarada yıne kanaat benı benden aldı ,off ne yemeklerdı onlar yaa..ben cidden yemek yerken ölücem birgün..hele bu aralar..tatlılar...ağırından yemekler...dans ediyor olmasam cidden bu ay bölee rahat 65i falan görürdüm..ama alllahtan iki katı kadar salonda kalıyorum..

bu bileğim bu hafta beni göndermeyecek sanırım dansa..size söyledim mi bilmiyorum doktora gittim.kolumda çift demirli atel var şuan.ama geçmiyor yaa bi türlü:( gece rüyamda sol bileğimle yumruk attım admın birine ve nasıl canım yandı..uyandım acısıyla, meğer üzerine yatmışım:D

(bu arada yazıya GS_FB maçı yüzünden ara vermiştim,devre arası şimdi ben kafayı yiyeceğim...bu arada GS liyim ona göre)

cumartesini kendime ayırdım..uzun bir aradan sonra taksimdeki sahafları gezdim bir sürü eski kitap aldım.eskicilerin antikacıların olduğu sokaklarda gezdim..cihangirde kahve içtim gazetelerimi okudum..çok çok kendimleydim ve çok eğlendim..adını veremeyeceğim yeni ciciler aldım kendime ;)
sonra akşam oldu eve dönüyordum, böceğin babası aradı ,dedi biz enginle mükliyeliler birliğindeyiz hadi gel..eee sevdiğim insanlara hayır diyemıyorum..iyikide gitmişim..çok güzeldi..rakı masasının eğlencesi cidden başka oluyor..sonra settar geldi muhabbet iyice eğlenceli hale geldi..ama ben onları erkek masasına bırakıp çengele başka bir programa katıldım..cidden dün akşam gülmekten kırıştım..karnım acıyor hala..yine eve geldiğimde gece yarısını geçiyordu..

ama bugün tam bir pazardı..erken kalktım mükemmel bir kahvaltı hazırladım kendime,gazetelerımı okudum..evı topladım..veee uyudumm 3 saat:) nasıl güzeldi..ohhh..kalktım sabah aldığım balığımı yaptım enfes bır salata..anlayacağınız kendıme baktım bu haftasonu:) ruhumu kendim doyurdum ve bundan güzeli yok onu anladım..

veee ıssız adamdakı ayla dikmenin 'anlamazsın' şarkısını buldum:) mutlaka bulun dinleyin..

hadi kaçtım maç başlar,bu yazıda burda biter..
iyi haftalar herkese..bashbash

Cumartesi, Kasım 8

bu sonu istemiyorum..

ıssız adam...
sanki çağan ırmak son 4 yılımın dibinde oturmuş..sonrada orasından burasından çekiştirmiş çekmiş filmi..bana bu yapılırmıydı yahu..nerden gittim ben o filme..
içim cız etti her sahnesinde..her saniyesınde..ben senden ayrılmak istiyorum dediğinde adam aslında o mutfak benim oturma odamdı..

-sen dizime yattın ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün...

canım öyle acıyorki şimdi..ben bunu yaşamak istemiyorum..o filmin finalini tatmak dokunmak öyle sızılar içinde olmak istemiyorum..

-kimse yok sevgilim biliyorum ki kimsede olmayacak sadece sen ve ben olacağız..

adam öyle ıssız ki..öyle kalabalık ama öyle yalnızki..
filmin müzikleri ayrı olay zaten..blogumda şu an çalan fransızca şarkıyı anlamıyorum bilmiyorum ne diyor ama beni burdan alıp çok uzaklara götürdüğü gerçeğini saklayamıyorum..
hiç bir film beni böyle etkilemedi diyemeyeceğim...babam ve oğlum var birde..
ama hiç bir filmi bu kadar yaşadığımı hissetmedim..bu kadar kanımı akıtmadı..
gözümden akan yaşlara bu kadar değmedi..
korkum üzüntüm yaşadıklarıma değil yaşayacaklarıma oldu aslında..

finali yaşayacak olma ihitimalim tüylerimi diken diken etti..finaldeki atlas pasajının mermer zeminine akan gözyaşı benim olsun istemedim..istemıyorumda..
salonda izlerken filmi orda değildim sanki..3 yılı yeniden yaşadım bitirdim tükettim filmin bir noktasına kadar ve sonra geleceğimi görmeye başladım sanki..işte orda döküldü yaşlar gözümden..istediğim son bu değildi..hep aklımda olan yaşamamayı ümid ettiğim ama yaşayacağımı deli gibi hissettiğim sona geldi hikaye birden bire..ben ADA olmak istemıyorum..arkamda bir ALPER olmamalı...
hayattan herşeyi isterken ,hepsi bizim olsun diye beklerken belkide en değerlileri arkamızda bırakıp gitmek ne acıdır..pişman olmak..geriye dönüp elini uzattığında karanlığı tutmak..başkalarının çocuklarını-sevgililerini-aşklarını-hayatlarını ödünç almak ve geri vermek zorunda olmak...kendine ait koca bir hiçliğin olması...

-karda donmak üzeresin uyku tatlı geliyor,ama sen ölmüşsün bilmiyorsun...

Perşembe, Kasım 6

pastadan çıkan huzur hepimizin olsun..

çok yorulduğumu hissediyorum..
son günlerde inanılmaz yoğunum..helede hastalığımı atlattığımı anladığım günden beri..ama bu yoğunluğu kendim yaratıyorum.herkesle görüşüyorum.kimseye hayır demiyorum..işlerin hepsine yetişmeye çalışıyorum..pazartesiden haftasonu planı yapıyorum ve bunların hepsini niye yaptığımı bilmiyorum..eğleniyorum-gülüyorum-içiyorum yine çok gülüyorum ama evime dönüyorum uyuyamıyorum..
çok alıştım planlar yapmaya-yalnız olmaya-kimseye birşey sormamaya-danışmamaya..kısacası eski en eski halime dönüyorum sanırım..ve bundan çok korkuyorum..o en eski en katı halimi o zamanlar nasıl çok severdim..sonra hayatım vernel etkisi yaratan klor kokusu ile nasılda yumuşamış..ehlileşmişti..ben bile karşıdan baktığımda kendimi tanıyamaz durumdaydım..evet o katı halimin en özgür yanlarını çok özlemişim..3 yıl beni hem çok büyütmüş hem yalnızlığımı özgürlüğümü unutturmuş..şimdi dönüp baktığımda yaşanan herşeyin güzel bir sebebi var diyorum..ilk anlık korkudan-panikten sonra sakinleşmeyi-dingin hale gelmeyi öğreniyor insan her kötü olayda..
sanırım o haldeyim şimdi.çok güçlü hissediyorum kendimi..yapamayacağım hiçbirşey yok gibi..geçemeyeceğim hiç bir zaman dilimi yok...ama..ama bugün yorulduğumu hissettim az önce eve gelırken..yorulduğumu..en yakınlarım bile yakınımdayken ne kadar yorulduğumu..en eski katı cambaza dönmek istemıyorum..onun güzel özelliklerini aldım koydum cebime.onları benden kimse alamayacak bir daha...cambazı deli-inanılmaz yapan yanlarımı..

çok eski iki arkadşımla asmalımescitteydik bugün..belki 10 yıldır görüşmüyoruz..ama içtenliğimizden hiçbirşey kaybetmemişiz..küçücüktük enson görüştüğümüzde..güzeldi güldük eğlendik..artık daha sık görüşelim dedik..hemen planlar yaptık en yakın zamanlara..ama konu nerden döndü dolaştı bana geldi..ve o gülen benin birden gözleri doldu birşeylerden bahsederken..dalga geçtikleri konu için gülerken aynı konu için gözleri dolan beni anlamlandıramadılar tıpkı benim anlayamadığım gibi..

bu haftasonu bütün herşeyi iptal ettim..zaten yarın için yapılan plan tamamen karşımdakini kırmamak adına söylenilmiş bir evetti..gidip ne yapacaktım ki..1 saate eve dönüyorum diyip bırakacaktım batıyı arkadaşları ile..bütün bir haftasonu evimde olmak..belki yine pasta denemeleri yapmak..fırında portakkalı ördeği bile denemek istiyorum..sakin olmak..
eski huzurum belki merak eder beni gelır yine diye düşünüyorum..anladımki o dingin salak huzurumu özlüyorum..huzurumun bu haftasonu pastanın içinden dansöz kostümü ile çıkmasını diliyorum..

-ben sana küsüm aslında haberin yok..
-bende seni özledim senin haberin yok...

günlerdir uyumuyorum..bugece uyumak istiyorum..huzursuzda olsa uyumak..ve yarın sabah yine aynı sesle uyanmak istiyorum..daha fazlasını değil sadece uyandırılmak istiyorum..
bu haftasonunu istiyorum sadece kendime istiyorum..
evımdekı üzerinde seni seviyorum yazan bir sürü havlunun hikayesını sabah 5 de yüzümü yıkadıktan sonra hatırlamak istiyorum yine..ben ne çok istiyorum yahu....

bashbash...

Salı, Kasım 4

:D

allahım biri benim bloguma, gooledan kurbaa sever diye aratıp ulaşıyor.çok komik yaaa:D:D
ben kurbaa falan sevmıyorum artıkın ayrıca,hıh,huh,:/
ve bunu mütemadıyen ısrarla yapıyor bunu:D
kim öyle ulaşıyorsa bana öpüyorum onu yanaklarından..canım benim güldürdün beni bu iki saatlık uykumla....

Pazartesi, Kasım 3

çok güzel yahu...

cambaz
If I find him
If I just follow
Would he hold me and never let me go
Would he let me borrow his wool winter coat
I don't know, I don't Know
?
If I see her standing there alone
At the train station, three stops from her home
I have half a mind to say what I'm thinking anyway
But I don't know, I don't know
hep birlikte
There's an airplane in the sky
With a banner right behind
"Loneliness is just a crime
look each other in the eye
And say hello-o-o-o-o
and say hello-o-o-o-o''
(spoken)
? :Hey there. How you doing?
cambaz:Hi, my name is cambaz.
?:Hi
? : onuda ben söylüyorum..erkek sesini taklit edıyorum..hehehehe....
amsterdama yarın gitmek istiyorum..nedense orada resetleneceğim gibi hissediyorum daha öncede söyledim..ve o yüzden yarın gitmek istiyorum..reset atılsın alnımdakı düğmeden..sıfırlanayım..fabrika ayarlarına geri döneyım..sanırım bunu 40 kere söylersem başarabilirim..ve bu kadar yogun hissettiğime göre öyle olacak...aa bu arada amsterdamdan önce italya macerası pörtleyebilir her an kafam atıyor cunku ufaktan ama en şiddetlisinden..ama ozaman kesin kovar artık benı big bossum...
bash bash

Pazar, Kasım 2

gitme kal bu şehirde....

veee amsterdam yolcusu kalmasın..gidiyorum..uçak biletlerimiz-otelimiz herşey hazır ve nazır sevgili Gül 'ün planlamaları ile..bu kızda garip bir olay var çözemedim..son 5 senedir hayatımda biri varken kayboluyor ortadan böylee telefonda zor konuşuyor benımle..ne zaman yalnız kalıyorum bu hoooopp hayatımın dümenini alıyor elıne ben böyle amanda aman iyiki yalnızım edaları takılıyorum resmen:S içimde bir his var sanki amsterdama gidip gelince reset atılmış gibi hissedeceğim..sanki hafıza kaybına uğrayacağım..garip bir heyecan tuhaf bir durum bu...

dün gündüz kalamış kulüpteydim çok çok uzun zamandan sonra..pişticiğimin ısrarlarına dayanamadım..furbycımde tesadüf o tarafa gidiyormus kapıya kadar bıraktı:D hem arzuyla buluştuk ufaklıkla oynadım,levoyla muhabbet ettik..önce garip geldi kendimi en rahat hissettiğim yerde misafir gibi hissettim bir an ama sonra levo-oğuz abi ve arzu sayesinde rahata erdim..doğru bir haftasonuydu kalamış için..sakin sessiz ve tenha..umut günden güne inanılmaz bir bebek haline geliyor..bu çocukda beni çeken özel bir durum var..sanırım kaybettıklerım kokluyorum onu her içme çektiğimde..

dün gece; İstanbul hayatımın 8 yılını ve tamamını bir fiil ortak yaşadığım adamın bize veda gecesi vardı..çok heyecanlıydım gitmeden önce çünkü yıllardır görmediğim konuşmadığım insanları görecektim..ve çok hüzünlüyüm günlerdir.denizin ortasında gel diye arasam gelecek adam o benim için..kimsenin geleceğine garanti edemem ama o kesin gelir..o benim istanbuldaki ailem herşeyim..günlerce görmesem ,aramasak birbirimizi biliyorum ki o burda..buralarda..o benim en büyük aşkımın belkide farkında olmadığı sebebi..
uff sinan nereye gidiyorsun yaaa..ne americanyası ne LA sı yaa..döneceğim dedi her sarıldıgımda...ama ben cambazsam dönmeyecek..uff 8 sene 8 koca sene..çok özliycem seni pis gerizekalı...döneceğini bilsem hiç üzülmeyeceğim ama ....nasıl anlatsam size..
her yaşadığım olayda o var..ilk 4 ay aşkımı sırf ondan korkumdan saklayışım geliyor aklıma..öğrendiğinde beni sazan gibi işletmesi...hastalandığımda sakin ama telaşla dinleyişi..inatçılığıı.. uff sinan yaaa beni aptal duygusal karılara cevirdin yine...çabuk gel ne olur..

dün gece itiraf ediyorum çok güzeldim..:D saçlarımı yeni görüyordu bi çok insan..çok beğendilerrr,huh..siyahlar içindeydim belkide içimin hafif karanlığını anlatmak içindi..
furbycim de benimle birlikte geldi..her nekadar erken kalksada o yanına hiç tanımadığı ama bir anda kanka olduğu arkadaşlarımla donatıp kaldığı süre boyunca ağzım kulaklarımda dolaştırdı beni...
kimler ordaydı kimler..yapılan seçimler ...ve hep doğru seçimi yaptığımı düşündürenler..
çok eğlendim çok yoruldum..hem iş hem okul hem aile herkesi tanıyor olmak herkesle ilgilenmek herkesin masasına uğramak beni hırpaladı..ve ortalıklarda masa masa gezen tek kız bendim sanırım..herkes sevgilisinin kocasının nişanlısının yanında bik bik oturup sarmaş dolaş modundaydı..bense kahkahalar atan erkek muhabbetlerinede katılan hanım hanım kızların hafif meşref gördükleri tipteydim..ve erkeklerin özendiği kız tipi..bu konuda çok çok ukala olacağım üzgünüm..gecenin ilerleyen saatlerinde ne zaman bir ilginçlik yapacak diye beklediğim sevgili saçmalık abidesi kişi kulağıma eğilip herkesin gözlerini senden alamadığını biliyorsun değilmi dedi..sesimi çıkarmadan uzaklaştım..biliyorum bana tuhaf tuhaf bakıyorsunuz şuan pardon bloga ama ben hep buydum...en sinir olunan ama en sevilen ...neyse böyle işte çok çok güzel bir geceydi cumartesi..hava inanılmaz güzeldi..terasda kolsuz elbisemle bütün gece kaçan yazın son kalan aldatmacasını yaşadım,yaşadık...

bizimle olan bir ruh vardı dün gece..ben her nekadar her defasında yapmayın ne olur yeter artık desemde mekana girdiğim andan itibaren herkes o ruhun gelmesi için yanımızda olması için ellerinden geleni yaptı.ve bunun baş kahramanı kendini biliyor dimi furby.......burda olmamasına sevinmiştim oysa:p ama ahh benim takıntılı ahh benim objektif olamayan arkadaşlarım ve ahh benim gelecekteki kim olduğunu bilmediğim ama onu tanımadan haline acıdığım sevgilim...

dün gece hiç içmedim..hemde hiç..neden ?çünkü cuma akşamı pişticim-meliscim le küçük beyoğlunda pişti ile benim yine shotlarla başlattığımız gece yan gastroda önce cenk ve sonrasında nasıl olduğunu anlamadan kalecinin manyak kardeşi-benim yavşi (old big boss) ve batı ile kalabalıklaştı...ve ben alkol sınırımın kıyısında kaldım..piştiyle tekila shotları nasıl içtik hatırlamıyorum ama melis bir ara aşkım bu karı senden hızlı içiyor yaaa diye bağırıyordu..çok eğlendim fena eğlendim...cenk in içeri girebilmek için yaptığı şebeklikleri anlatamıyorum bile..ama artık roxy alemıne geri döndü kendileri:D bir ara içip içip cambaz abla lan bu a. q. dj nı sevmedim ama seni çok seviyorum diyip öyle bir sarıldı ki ben zaten sarhoşum batı olmasa düşecektim..yavrumun aşk acısı-takım acısı derken gecenin bir yarısını ona güzin ablalıkla geçirdim
hızlı bır haftasonuydu..yorucu -neşeli-saçma-salak artık nasıl adlandırıyorsanız..
gitme gitme gitme kal bu şehirde sinan.....

PS:furby olm dedikodu sen demek artık benim için:D

Cuma, Ekim 31

gönderilmeyen mektuplar




son 1 saattir kendimi susturamıyorum.

son 10 yıldır yaşlı adamlara dayanamayarak hüzünle ve sevgiyle ve özenerek bakmaktan kendimi alamıyorum..babam yaşasaydı 59 yaşında olacaktı..59 yaşında huysuz belkide tüm gençliğinin aksine çok mutlu yaşlı bir adam olacaktı..

yukarıdaki link çok ünlü bir fotoğrafçı ve sanat yönetmeni olan bir adamın annesinin ölümünden sonra sürekli hafızasını kaybeden babasıyla ilgili günlüğünü anlatıyor..

uff hala ağlıyorum sanırım.bilgisayarın tuşları ıslanmaya başladı ben hala yazıyorum..

babamın son zamanlarını fotoğraflayacak az vaktim oldu..8 ay..ama onu şüphelendirmeden gideceğini ona hisettirmemek için az sayıda resmedebildim onu..

ve küçüktüm..

ve gideceğini bende kabul etmiyordum

ve daha iyi şeyler gelmedi aklıma...

şimdi olsaydı neler neler yapardım..ama gitmesini yine engelleyemezdim..

ama gittikten sonra...

o kadar çok mektup yazdım ki ona..

o kadar çok...

gönderilmemiş mektuplar...gönderilemeyenler...

babalara olan zayıflığım hiç bitmeyecek sanırım..

babayla küs olanları hiç dinlemeden hep yargılayacağım sanırım..

üzgünüm..

babaları tarafından benim kadar sevilmeyen çocuklar için..

aşkı babalarından öğrenmeyen kızlar için...

üzgünüm babişkom,bir gün bir başkasının babasına baba diyeceğim için...ve bunu istediğim için..

Perşembe, Ekim 30

eski sandıkları dökelim..

Öyle uzaklara dalıp gitme vakti günün,
Mevsim mevsim unutmalar
Gün gün ,saat saat
Sevişme sevişme unutma rengindeyiz ..
şimdi sarı zamandayız
Solmuş sarı
Ayrılık sarısı
Şimdi en acısı
En geçmeyeni zamanların
Vakit ölü şimdilerde
Gülen saatler yüzyıllar ötesi sanki
Koca bir mezartaşı gibi ,
Çökmüş yüreğime yüzün
Masal gibi;
Mışlı dili anlatmaya çalışıyorrum kendıkendıme,
hiç yaşamamış olmayı dilerken seni..
Onsuz geçen her anıya yana dursun bedenin
Geçen her saate ayrı tutuşur gözlerin
Şimdi siyah tüm renkler tüm maviler
Sen – ben- hele de biz ..,
kapkara bir siyah
Ölü gibi acı şimdi sensiz renkler
Ölüm gibi kimsesiz konuşmalar..
Ve sen hiç olmamış
Hiç yokmuş gibi..
hep bende kalan sen...

Çarşamba, Ekim 29

okumayın yaa çok sıkıcı

bu post çok düz... yazmış olmak için yazıyorum itiraf ediyorummm...
hafta içi tatiliydi..
dinlenecektim çünkü tahlillerimde olağan olabilecek ama benim canımı sıkan olmaması gereken o yüksek sonuç sinirlerimi bozmuştu..dikkat etmeliydim...ama çok keyifliydi..cidden eğlendim yaa..
salı günü erken çıktım piştim gelmişti onu görmeliydim..beşiktaşta buluştuk melisle geldiler..hemen 1 saat ayak üstü sıktırdım yanaklarını çünkü hem onalrın hem benim planlarımız vardı..bu sabah için kahvaltı planı yapıp ayrıldık.. o akşam taksim yan gastro -meyra ve son olarak taksim kiçinette karar kıldık bizim yavşi ile..yavşi kim mi benim eski big boss.ama kardeşim olsa bu kadar sevemezdim sanırım..janım yaaa...
4 saat yemek yiyip yavşinin tesadüfi seçtiği şarabı içtik..aynı saatlerde boğazın diğer yakasında en sevdiğim mekanda en sevdiğim yemekler yeniliyordu... ve benim aklım arada kayıyordu ..taakii şarap etkisini gösterene kadar..çünkü yoğun şarapla dahada içim ezildi..neyse boşver blogcummm...beni yargılamadan dinleyen , gerektiğinde beni susturan akıl veren yavşicimin çenesi pek bi düşüktü..güzin abla olan bendim dün akşam..ama gecenin sonuna doğru geldik benim hayat çizgime..aldı sazı eline..adam tutturmuş ; aynı sedefle cenk gibi prenses yaa..sadece sedef yada sadece cenk değil söylenirken anlasna yaaa diyip duruyooo..allam nie hep bana hep bana...gece saat 1 den sonra ben ikinci planıma geçtim..kıramayacağım ikinci kişi ie de şarap ve muhabbet eşliğinde sabah 5 i gördükk..
9 da kalktım koşa koşa hisara...çok özlemişim hisarda kahvaltıyı..anadolu yakasından sıkılmışım..pişticim...meliscimmm...eskisi gibi öküz gibi yedik yaaaa..ben kendımı durduramıyorum ulan blogg..pişticimle kapıştııkk anasını satayım yeme konusunda...çok özlemişim yine yaaa..sonrasında kendimi alışverişe verdimm veee sonunda rugan çizmelerimiii aldımmmm....soluğu ortaköyde aldım birde kendimi tutamayıp..canım ceyceyimle ve ikizi ile buluştuk...hala karnım acıyooo gülmekten...
eve yenı geldım..uykusuzluktan ve yorgunluktan cidden ölicimmm..ama burayada karalıyım istedim..uff yazma şevkim nerelere kaçtı acep..ne çok saçmaladım ben yaaa..

Salı, Ekim 28

pok

allahım sanki çıkıyorduk yaa bu ne hezeyan haniiii çok özgüvenlıydın haniii..
uleyn birde seninle çıkma gafletinde bulunsam ne olacaktı..ofise adamlar gönderip gönderdiğin çiçekleri geri gönderdiğim için dövdürecekmiydin..bu ne sinir beeee...evet gönderdiğin o bacağım kadar çiçekleri geri gönderdim..ben orkideleri sevmemmmm...lilyumdan nefret ederim..kırmızı gülün üzerine kusasım gelir....

nerden bileceksin papatyaları sevdiğimi....işte bilmediğin için yolun karşı tarafındasın..
nerden bileceksin ben beyaz güllere ömrümü veririm...işte bilmediğin için kafana yiyecektin az daha koca saksıyı...

ve eminim bilmekde istemıyorsun artık..isteme...hıh...isteme...ayy çok sinirliyim...tamam itiraf ediyorum çok kabayım ama sana dün gece bütün haftasonu düşündüm ve hayır istemıyorum dedim dimi...anlayana evladım anlayanaaa....
kuşum gel gidelim biz bu amca pok--kaka..


ya sizin aklınız karıştı bu evlilik teklifi eden hangisiydi die biliyorum..bundan daha hiç bahsetmedım..yani ilk bahsedişim evlenme teklifi ettiği gün:D..şimdi bunun adı ne olsunn hımmm ne olsa acabaaa.hehe buldum pok olsun:D hehehe ...beni bugün sinirlendirdiğin ve saçma sapan davrandığın için seni cezalandırıyorum..senin adın pok..allahım sen benim sevmediklerimi sinir olduklarımı beni gaza getirenleri benim gazabımdan koru zira ben kendimden korkuyorum...tek bir kişiyi koruma ama onada meleğim zaten...
bashbash

Pazartesi, Ekim 27

salak blog

kendimden sıkıldığım dizinin ikinici bölümü ekranlarda..

etrafımdaki eşşek arılarından da sıkıldım..şu en son evlilik teklifi eden beyefendi aman allhım nasıl özgüvenli nasıl ukala küçük okan bayülgen anasını satayım..
ama aşık öyle demeyin..aşık mağrur ve gururlu...
hay a..q... diyorum yeminlen..(ahanda bloglar benim küfürler yüzünden kapanıyor :D)
yaa etkilendim tamam..hatta çok etkilendim itiraf ediyorum,belki bidaha böyle bir evlilik teklifi alamayacağım,,amma velakin benim romantik üssü küççük teyzem bile yaa çok güzelllll diye diye salyalarını telefona akıtarak dinledi ama yok ben sevmedim tarzını hayır dedın dimi dedi...
daha ben ne diyim söylesene lan blogggg..düşündüm inanın bütün haftasonu düşündüm acaba yanlış mı yapıyorum diye...hatta ve hatta cumartesi akşamı sırf onu düşünüp uyuyayım diye gecenin bi vakti aradım alüüü napıyosun diye,kendimi hiç bu kadar zorladığımı hatırlamıyorum,fenayım feciyim vede iğrencim...amma velakin rüyamda kimi gördüm.???..sabaha kadar uyuyup uyanıp ağladığımda rüyamda kim teselli etti beni???....haa sana soruyorum allahın dilsiz bloguuuuu...siz bildiniz kim olduğunu yormayın beni...
yani orta yerımden yarılsamda adamı düşünüp uyumak için arasamda yok anam olmuyorr.
hayır sevgili ufaklığım başta olmak üzere sevgili dayıcım sevgili küççük ormantik teyzemde sanki bir olmuşlar gibi aman sevmedik biz bu adamı dediler..sanki gördünüzde koynunuza aldınız bre zındıklar..sorarım size kim böyle evlenme teklifi eder diyorum..etmeyiversin aman bırak cambazz diye dalga geçiyorlar..

tamam sen zaten hayır demiştin diyeceksınız ama düşünmeden de olmaz dı şimdi ayıp.elin adamı okadar düşünmüş etmiş planlamış benim gibi bir hıyara böyle bir evlenme teklifi etmiş..bende iki gün düşünsem çokmu..yalan söyluyorum sadece cumartesı düşündüm..pazar kalktığımda yüreciğimin üzerinde bir kuş vardı...öyle böyle bir kuş değil hemide..kuşunda kafasını koparıp atıcam az kaldıı da işte elim elvermiyor..

telefon çaldı azönce cambaz hadi dedi geliyorum ( evimi bilmiyor ya herhangi bir köşeden alıyor hehehe) sana sürprizim var..tamam dedimm..sonra teli kapattım içim cız etti.napıyorsun dedim napıyorsunnnnn dangalakkkk...hemen aradım yok dedim ben gelmeyeceğim ben hiç gelmeyeceğim..cambaz dur tamam gelme ama hiç deme tamam ne olur sakin dedi..arama dedim ne olur arama ,gelmem,gelemem ...keşke kollarımı açıp gelebilsem sana..keşke elini tutabilsem,,keşke seni ilk öpen ben olsam ve öpebilsem seni..keşke koynunda uyumaya heveslensem..sana yemekler yapmak gelse içimden..keşke seninle aynı evde yaşamak istesem evlenmesekde olur desem..keşke seni kimseye anlatmaya gerek duymasam..ama yapamıyorum..zorladım denedim kendimi ama elin elime değecek diye ödüm kopuyor..gürültülü bir yerde kulağıma birşey söyleyeceksın diye müziği duymuyorum diyemedim..hiç birini diyemedim..aptal salak karılar gibi ufff zorlama işte istemıyorum dedim..
kapattım teli hala ağlıyorum..bi elimde miller bi elimde pringles (sosyeteyım yaaa) hala zırlıyorumm..neden bunların hiç biri gelmıyor içimdennnn..salakmıyım bloggg salakmıyımmm..

çok fena gaz gelıyorum şu an..içtikçe gaza gelıyorum ben bilirim kendimi..kuşun kafasınımı koparsam..kendi kafamı mı ona karar vereceğim şimdi..

Pazar, Ekim 26

bildiri2

nasıl yaptığımı bilmemekle birlikte bir şekilde çalışıyor blog..off sıkıldım valla yaaa..
aslında yazmak ıstedığım şeyler var fena halde ama uff bu şekilde yazasım yok..çok canım sıkkın fenaaaaaaaaa..düzeltecek şeyi biliyorum ben aslında da neysaaaaa....mucuxxx..yorumlrınızıda yayınlayabiliyorum..

bildiri

canım okuyucularım yorumlarınızı malesef yayınlayamıyorum yaaaa:(
bu ktunnel midir nedir ondan olmuyor bir türlü...

macar şarapıııııı

efendıme söylıyım şimdi bu bloglar kapandı yaa..ben bu konu hakkında söyleyeceğim ne varsa döktüm içimi forumlara valla kalmadı söyleyecek birşey..o yüzden ben herkese inat ölee yine salak saçma yazıcam banane...yurdum yasda olabilir blogspot için fakat davamızı birşekilde sürdürmeliyiz:d

uleyn bu yağan yağmur ne be...valla kızdı birileri yukarıdan faldır foşur yıkıyor balkonları hepimzin tepesine..
dinmiyor dinmiyor..
dün kahvaltıya gittik böceğin babası ile..ayy çok güldüm salak salak..ki sinirlerim harbi laçkaydı..o masadan o masaya ahanda ıslanmayacağız diye domino taşı gibi taşındık..ve ben ilk defa bir fareyi bu kadar yakından gördüm,iskelenin üzerinde böle salak salak yürüyordu..anam ne güzel yaratık o öyle ..gerçi böceğin babası hemen kovaladı ben bide yaa ane kovuyosun bakıyodum ben ona die kzıdım bide çocuğa:D nankör cambaz diye boşuna konuşmuyorum ben..

4. kez bahane bulmaya utandım ve sevgili sılay ailesinin reisinin yemek teklıfıne sonunda evet dedim artık..ve cuma akşamı sılay ailesinde yemekteydik..ayyy ayy o ne güzel ev öyle..sanmayın ki saray yavrusu..hayır hayır..son derece minik ..ama nasıl huzurlu görünüyor....sılayların reisi ile öyle bir sarıldık ki sanki abim ve ben aylardır yurtdışındayımda yenı görüyorum:( her nekadar fikirleri ile örtüşmesemde seviyorum bu adamı..gönençcim çok güzel yemekler yapmış bize..ve harika bir macar şarapı vardı..ayy süperdi sılaylardan utanmasam sarhoş olana kadar iççektim valla..çok keyıfli bir muhabbetti sılayların reiside kraliçeside nasıl hamaratça hizmet ettiler ki sormayın,hem çok eğlendim hem çok irdeledim herşeyi..vee evden tam çıkıyordum kii sılayların reisi elinde bir macar şarapı ile çıkageldi..al cambazcım buda senin dedi..ayy şapur şupur öptüm valla adamı:)

ne cambazmışım beee kopamıyorlar valla benden:D çok megolamanım itiraf ediyorum...şaka şaka...herşeyin bir sebebi var...neyse efendim ben size film repliği gibi bir konuşma yazayım aklınızın karışsın azıcık....

Y:vazgeçmenin kelime anlamı bu sanırım
X:senin sayende ağlarken bu mesaj biraz saçma oldu
Y:benim sayemde niye ağlıyorsun ki babama yazdığım yazı için ağlıyorsan bildiğin bir hikayeyi okudun..ben sen daha mutlu ol diye kasıyorum zavallı ruhumu ağla diye değil..
..........

aslında daha devam edıyorda uf gerek yok..sıkıldım..buarada son zamanlarda duyduğum şeyler canımı yakıyor-midemi bulandırıyor...

bir replik daha; bak cambaz 3 ay dıyorum bugün 2 ay 27 günse 3 gün kaldı...hahaha cidden çok güldüm yaaa..

hadi bashbash.
ee bu yazdığım çıkçak mı bakalımm

Cuma, Ekim 24

başlık bulamadım yeminlen...


çok bulandı aklım anasını satayım valla beynımi böle gavur dağı salatası gibi parça pinçik hissediyorum....
cevap verdim vermesine ama bitmeyecek ki bu..
çatlamayın tamam anlatıyoum.

şarap içelim dedi yeri zamanı sen söyle..
öle paldır küldür soruncada aklıma birşey gelmıyorki..
sustum..ay dedim zaten zar zor ikna oldum kasma beni..migrenım zaten tavan yapmıştı bugün..
ki migrenimm ahh migrenim en sevgili en ateşli gecelerimin tek sahibi diyebilirim..
hayatımı zindan eden tek şeydir kısaca..
çok güzel girdi cümleye hayır diyemedim..
neyse nereye gittiğimizi söylemeyeceğim ama şu kadarını söyliyim özel hazırlanmış bir mekandı sadece bana özel..
şarapda zaten içemedim aldığım ağır ilaçlardan...ambiyansı bozdum itiraf ediyorum..
normal muhabbetle başladık,
ergenekondan ,dolardan borsadan doğudan herşeyden bahsettik..
gergin değildi aksine son derece rahat..oysa ben onun bu tuhaf ısrarının esrarını çözmeye çalışıyordum..
sonra masaya bi kutu çıkardı ..sindy bebek evi kutusu..
açtı sakın dokunma ben yapacağım dedi..
2 saatte hem muhabebt ettik hem evi bitirdi..
sonra bir sindy çıkardı birde neydi onun erkeğinin adı bak şimdi hatırlamıyorum işte ondan koydu evin içine..
bak dedi bu evde bu zavallı çocuk tek başına yaşıyormuşş çokda mutluymuş..
günün birinde bi kız görmüş ve aslında mutlu sandığı hayatının ne kadar boş olduğunu görmüş..
aradan günler günler geçmiş..korkmuş arkadaşlıklarından söyleyememiş..
ama bakmış ki kız anlamıyor(kıt galiba) mutlu mesut yaşıyor..
korkmuş biri gelip ondan önce davranacak diye, karar vermiş açılmaya..
ve bu akşam o akşammış dedi...
ben ağzım açık mal mal dinliyorum..ama o bu sırada hem anlatıp hemde evin eşyalarını teker teker döşüyor..

cambaz dedi..sana elimde tek taşla gelebilirdim ama kesin benimle dalga gecerdın....
seni en lüks yerlere götürüp ayaklarına da kapanabilirdim ama birdaha yüzüme bile bakmayacak hale gelirdin...
biliyorum ki oyuncaklara hayır diyemiyorsun...
belki banada hayır demezsin diye düşündüm..
bu evi şimdi senin için ben yaptım ,ama artık hayatımı evimi benliğimi sana bırakmak istiyorum..
bizim evimizi birlikte yapalım..evlen benimle dedi....dediii bana dediii.....

tek kelime edemeden öyle baktım baktımm..
nasıl yaaa...aklıma gelen son insan,çünkü çünkü ikimizde neleri anlattık birbirimize...ama ben senınle çok eğlenıyordum nerden cıktı bu yaaa diyemedim,itiraf edıyorumm çok çok etkilendim..

acele etme cevap verme..sana yalvarmayacağım..hayat senin hayatın..ama bilki ben seni hayatımda istiyorum..başka erkekler gibi sana köle olmayacağım..uğruna köpek de olmam ve bu ev gibi oyuncağında..ama eğer tek kelimelilk bile olumlu birşey varsa aklında inan çok çok eğleneceğiz birlikte dedi...sustum sustumm...

tek kelime cıkmadı ağzımdan tam yarım saat...
hayır dedim..hayır...ve bana zaman verme..olmaz diyebildim sessizce..diyemedimki cambaz aslında.........................neyse aslındası falanda yokki...
bu bir cevap değil,senin asiliğin..istediğin zamanda olmadığı senin kontrolünde gerçekleşmediği için hırslanıyorsun ama seni tanıyorum...zamanın var ve ben haddimi bilerek hep hayatında olucam dedi..

bana hiç birşey sormadan evi pakete yerleştirdi..taksi çağırdı ..( beni kimsenin evime bırakmasına izin vermediğimi bildiğini göstermenin daha iyi bir yolu olamazdı..)

taksiye bindim..elimde paketle eve geldim...

ve son iki saattir şokta oturuyorum...defol diyemeyeceğim bir konuşma..hırçınlaşamayacağım-kabuslaşmayacak bir yaklaşımla tüm yollarımı kapadı,taktiklerim tutmayacak ,dediği gibi benim planlarımın sınırlarımın dışında bir oyun sahası hazırlamış..neden ben yaaa ..bi insan neden benimle evlenmek isterki...

cidden belkide hayatımda alacağım en güzel en yaratıcı evlenme teklifini aldım..
ama hayır..
ve biliyorum ki pes etmeyecek ..beni bunaltmadan sıkmadan biryerlerden çıkacak karşıma..
ama hayır...
o pes etmedikce ben gizliden üzüleceğim..
kim olduğunun önemi yok..önemli olan tek şey nakout oldum,kabul ediyorum...

keşke onun dediği gibi tek kelimelik bir olumlu düşünce olsaydı kafamda...

Çarşamba, Ekim 22

saçmalıyorum haaaaanııııııımmmmm

gidiyorum gidiyorum..
amsterdam işini sevgili gülcüğüm halletti
biletler -otel herbişey hazır ohhhhh..
vize tarihide belli...anam bi alamazsak valla patladığımızın resmi..
zaten gülün sevgilisi pek bir sinirli pek bir asabi..
2 kız nereye gidiyormuşuz ?
ben zaten çatlakmışımm(sen kendi sevgiline bak diyeceğim olmayacak)
yaaa cidden acayip sinirlendim son cümlesine ama hadi gül seviyor diye birşey demedim..
neymiş efendim benim sorumlu olduğum biri olmadığı için tehlikeliymişimmm..
ulannn sen sorumlusunda neoluyor diyeceğim ..neyse cambaz sus anam sus sen ... amsterdamda ben yapacağımı biliyorummm.uslu uslu oturacaktım ama bittin olm sennn bittinnn...

geçen akşam furbyimle birlikteydik yine..ben konuştum yavrum oda dinledi..
seviyorum onu dinlemeyi bazen bakış açısını bile:D boş dolu muhabbeti yaptık..ve daha neler neler..ama üşeniyorum şuan yazmaya yaa..ufff bu akşam resmen zattirik zutturik yazdımmm..hade gittim ben...

cambazdan öneri; nefertiti ; muhteşem bir kitap ,mutlaka okuyun...
24 ekim testere V ,mutlaka gidin..ben gitmessem ölücem sanırım zira günlerdir beklıyorum...

gittim...

28 haziran 2005

yahoo mail adresımı temizliyordum 2400 mail...aman allhım bütün acountlarım oraya bağlı..yağdıkça yağmış..neyse sıkıntıdan onları temizledim..

sonra klasörlere baktım...tek bir klasör var...açtım,hatta açarken hangi kıytırık maili atmısım acaba bu klasöre dedim...

sulatanıma;
..............................28 haziran 2005...bel üzerine yapılmış bir esprinin km ler arasında atılan kahkahaları..çölün ortasından yazılmış bir mail...

nokta..

cambaz..

Salı, Ekim 21

mavim...

çok soğuktu hatta kar yağsa keşke de soğuk bitse dediğimiz günlerdendi..
okuldan eve koşarak geldiğim o 4-5 aydan sonuncusuna giriyormuşuz şimdi anlıyorum bunu.
her öğlen yemeğe geldiğimde büyük prensesim gelmiş diye seslenirdi içerden ,koşarak giderdim yanına..kapıdan girdiğimde yakın gözlükleri gözünde ya bulmaca çözerken bulurdum onu yada tv izlerken..gidip onun hep sevdiği gibi kocaman öperdim..
artık ayağa kalkamıyordu ama kalkamıyorum demedi hiçbir zaman ,yoruluyorum prensesim ya kalkmasamda oluyor bak sevgilim (annem) bakıyor bana diyip gülerdi..oysa nasıl içten içe kendini yediğini görmek için 30 yaşında olmaya gerek yoktu..
o öğlen yine gittim kocaman öptüm..sarıldı kocaman bana..koca cüsseli adam gitgide küçülüyordu ama bana hala kocaman geliyordu..
akşama çok güzel bir film var birlikte izleyelim yarın sınavın yoksa dedi..tamam babişkom dedim sen istersinde izlemezmiyiz hiç..yemeğimi onun yanında herzamanki gibi galatsasaray hakkındaki yorumlarımızla yedik..evden hiç çıkmak istemedim o gün hiççç..sanki çıktığımda birdaha göremeyecek kadar uzaklaşacaktı benden..
okula gittim-geldim-yemek yedik..film saati gelmişti ama babam müzeyyen senarın olduğu bir kanal bulmuş belki başka diyarlarda onu dinliyordu.annem usulca cıktı odandan morali hiç iyi değil dedi,dinledikçe ağlıyor ağladıkça dinliyor.girmeyin içeri size böyle görünmek istemeyebilir..

dinlemedim girdim..benim mavi gözlü koca devim küçük bir çocuk gibiçkırıklara boğulmuş ağlıyordu..gel buaraya dedi,usulca yatağının yanına oturdum..elimi sıkıca tuttu,küt ,cüssesine göre uzun olmayan parmakları hala o kadar güçlüydü ki sıktıkça sanki hala güçlü olduğunu hissetiriyordu bana..
seni çok seviyorum dedi,bizden hiç esirgemediği cümlelerle senide kardeşinide çok seviyorum..uzak değil ayrılığımız hissediyorum korkmuyorum ama sadece sizi çok özleyeceğim sanırım dedi..ben sulugöz çoktançkırıklarla ağlayıp konuşma neolur diyordum..çocukkende böyleydin yalama şu gözyaşalarını tuz mu eksik senin vucudunda acaba diye dalga geçti benimle..hala ikimizde ağlıyorduk..babam ellerimden gidiyordu..küçüktüm daha 16 yaşında..ve söylediklerinin hepsinin doğru olduğunu ikimizde biliyorduk..gidiyordu..o gece hiçbirşey konuşmadan okadar çok ağladıkki..iki küçük çocuk gibi..kimse girmedi odaya..ne annem ne ufaklık...
arka fonda açmam açamam derdimi hiç kimseye çalıyordu....

sabah annemin odaya apartopar girmesi ile uyandım,ufaklık çoktan okula gitmişti..o gün karneleri alıyorduk..28 ocaktı...baban dedi baban nefes alamıyor...tek hatırladığım bu ogüne dair..babamdan da kocaman tüpler geldi odaya...gözgöze geldik..sana demiştim gibi bakıyordu..
nefes almasını sağladığımızda ufaklıka beni çağırdı..ellerimizi sıkı sıkı tuttu yine,ağlamayı kesin de bana bi sigara verin artık dedi..verdik..içemedi..ama çaktırmadı..tamam üzülmeyin içmem olur biter dedi..geçecek ayağa kalkacağım ve yine balık tutmaya gideceğiz ne olur ağlamayın dedi..daha çok ağladımmm..nasıl bir korkudur o gideceğini bile bile..ve acı çektiğini bile bile o şekildellarca yaşamasını ,size bakarken kendinden bile çekinen mavi gözlerin gitmemesini istemek nasıl bir bencil sevgidir bilmiyorum..
aradan benim 1 gün gibi hissettiğim 13 gün geçti..bütün bir 9 şubat pazarı yanında oturdum ellerini tuttum artık ben sıkıyordum o küt parmaklarını,parmakların dedi benimkilerden bile daha uzun olacak..gözgöze her geldiğimizde gülümsüyordu..kocaman ılan mavi gözleri ,balığa gittiğimiz denizler gibiydi..derin-mavi-kocaman...ve mavi devim bizi terk edip gitti...
o günden beri hiç balığa gitmedim..denizden korkar oldum...maviliğinden..
o günden beri küt parmaklı güçlü elleri hep çok sevdim..
babam..küçük yaşımın büyük adamı...büyük yaşlarımın büyük özlemi..
ağladığını gördüğüm ilk erkek..mavim-hasretim-devim..