Pazartesi, Eylül 17

uçtu uçtu sinan uçtu


Allahım hala inanamıyorum ne kadar şanslı olduğumuz konusunda hala aklım almıyor olanlara ..hepiniz görmüşsünüzdür cumartesi akşamı tüm haberleri işgal eden hatta ertesi gün tüm gazetelerde meciyeköyde facianın eşiğinden dönüldü diye başlık atılan o uçan kamyoneti,işte o kamyonetin içindeki kişi benim canm ciğerim sinanım.ve hiç birşey olmadan o hurda yığının içinden cıkmayı başardı.Sinan bu senin kaçıncı oyunun hayatla kaç canın kaldı be ciğerim..Ama bu defa senin bi suçun yok onu biliyorum ve daha fazla bıdı bıdı yapmıyorum sana..Öyle bir mucize yaşadık ki ne Sinanımızda nede üzerine düştüğü araçtaki kişide bir şey yok.En büyük şansımızda aracın düşmeden önce birkaç saniye üst yolda asılı kalmasıyla aşağıdaki yayaların olay yerinden uzaklaşacak vakit bulmaları..Çok uzatmadan sinanımızın hala yanımzda bizimle dalga geçiyor olmasına şükrediyorum..Seni çok seviyorum pis bücür...


buarada üstteki foto kaza yapan kamyonun ve sinanın bir süre önce mutlu zamanlarında çekildi:)

Cuma, Eylül 14

çocuğum hasta

furby ım cok hasta ,kızamık geçirio..nasıl fark etmedim acana yalın'ın ona kırmızı benecikler bıraktığını:)

Perşembe, Eylül 13

son şiirim burdaki ilk olsun..

Öyle uzaklara dalıp gitme vakti günün,
Mevsim mevsim unutmalar
Gün gün ,sasat saat
Sevişme sevişme unutma rengideyiz ..
şimdi sarı zamandayız
Solmuş sarı
Ayrılık sarısı
Şimdi en acısı
En geçmeyeni zamanların
Vakit ölü şimdilerde
Gülen saatler yüzyıllar ötesi sanki
Koca bir mezartaşı gibi ,Çökmüş yüreğime yüzün
Masal gibi;
Mışlı dili anlatmaya çalışıyorrum kendıkendıme,
Hiç yaşamamış olmayı dilerken seni..
Onsuz geçen her anıya yana dursun bedenin
Geçen her saate ayrı tutuşur gözlerin
Şimdi siyah tüm renkler tüm maviler
Sen – ben- hele de biz ..kapkara bir siyah
Ölü gibi acı şimdi sensiz renkler
Ölüm gibi kimsesiz konuşmalar..
Ve sen hiç olmamış
Hiç yokmuş
Ama hep bende kalan sen...

Çarşamba, Eylül 12

bazen..


Bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen.. Bir cümle ile hayatınızın koca bir bölümünü tek nefeste özetleyen anlar yaşadınızmı hiç?Ben bu aralar yaşıyorum yoğun bir şekilde.İŞte bu ben diyiveriyorum aniden..dün akşam caddebostan sahilde yürüdüm yürüdüm..yanımdan geçen küçük köpecikler sevgi arsızlığı ile dolanıverdiler bacaklarıma.formunu koruyan bisürü insan selinin içinden kendı halimde elimde pamuk helva ile sakin miskin bir o kadar yoğun bir yürüyüş oldu aslında..Bi arkadaşımla çıkılan yürüyüş onun aniden rahatsızlanan kardeşi sayesinde (merak edilecek bir şey yok) tek başına yapılan bir seremoniye dönüştü..Önce kendıme kocaman bi pamuk helva aldım,sonra rüzgara verdim yüzümü..

bi süre sonra ayaklarımı suya değdirmemek için zor tutarken buldum kendımı.yüzüm denize deniz gözlerime değdi...uzun zamandır herşey için sabrettiğim geldi aklıma,sabretmek gerekıyor bazen evet..işin için ailen için aşkın için..ya sonra ..(çok bölük pörçük yzdığımın farkındayım..her cümle ayrı bir yolculukta..)ya sonra dediğinizde olmuyor işte..ya sonra demeyeceksınız eğer sabredıyorsanız hakkını vereceksınız sonuna kadar...sacmalıyorum mu nee..üzgünüm fonda sezen ciyak ciyak tükeneceğiz derken ben ben olamıyorum..şimdide zuhal pervane diyor..sorarım size ben hangi kafayla tek başıma kalıp yazı yazacağım..ben yalnız kalmak istiyorum..beynımın gözlerimin ellerimin gecenın bir yarısı evde yapayalnızken bile tek başlarına olmamalarından çok yoruldum..

Salı, Eylül 11

blog faresi

niye günlüğünü herkesle paylaşıyorsun dedi dün bi arkidiş ..senin gibi blog fareleri için dedim:D

cipcin bi fare resmi koymak isterdim ama bu sayfaların tek hakimi var kurbişim dimi..:D

vals vals vals

Pazar günü en yakın arkadaşım dostum Sinanımın bitanecik ablası Sinem evlendi.Nasıl eğlendik nasıl güldük anlatamam .Çok güzel bir gelin olmuştu,önümüzdeki günlerde güzel gelinimiz ile yerinde duramayan damatımızın resimlerini paylaşacağım sizlerle.Bizimde ekipcek düğüne gidip yurdumun bilumum oyun havalarını oynamaya merakımız varmış uzun zamandır da haberimiz yokmuş:) Ki bendenizin boyun sinirleri yaklaşık 10 gündür( kardeşimin nişanına tekabül ediyor bunu bir ara anlatacağım) sıkışmış hareket kabiliyeti zedelenmiş durumdayım.Ama dedim ya o kadar eğlenceliydi ki bir ara unuttum bile.

Buaralar çok fazla düğüne katılır oldum sanırım evlilik çanları çalıyor ben hariç herkes için.Aman bir sürede hatta çok uzun bir sürede uzak mı uzak dursun benden.Nasıl uzak nasıl karmaşık bir ülke geliyor anlatamam,Hiç niyetim yok o ülkenin kralının yanına oturmaya.Neyse o kadar düğüne gittim beni etkileyen tek bir sahne bulmayı başardım Sinemin düğününde..Düğüne vals yaparak başladılar..Gözlerim doldu önce sonra akmasınlar diye uğraştım başardım mı başardım ..Ama birde bana sorun.4 yıl dans etmişliğim var vals ve tango dışındaki tüm danslarda ukalalık yapabilirim..Ammavelakin zamanında biri ile bir planımız vardı birlikte dans edecektik ve ..Neyse dünde dediğim gibi bi koca bulursun dans kursuna gidersin eeee olur sana valsli koca :D..



Ama öyle değil işte kurbağacım dimi; bunu bir ben birde sen anlayabiliriz ...

Cumartesi, Eylül 8

ve sonunda


Bir haftadır sayfalarıma dönmeye uğraşıyorum ama yok ne yaptıysam oturum açamıyorum şifrelerimi yenılemeken yardım mailleri atmaktan vallahi fenalık geldi..Ama sonunda geldim burdayım..Ben yabancıyım blog konusuna evet yazmak konuşmak hayatta yaptığım en ustaca şeyler belki ama iş böyle herkesin ortasında yazmaya gelince bi garip garip oluyor insan.

Uzun zaman oldu dimi kurbağacım yazmayalı senınle birlikte ,(buarada sayfanın sağındaki kurbağama özel dikkat rica edeceğim).Hayatımın içinden neler neler akıp geçti,kimler sığ sularda takılı kaldı anlatması zor.Ama bu bloga yazmaya başladığımız günlerdeki aşk ,özlem sevgi,bağlılık malesef artık bizimle değil.Artık yalnızız..Bu konu hakkında dökülüvericem bezen merak etme kurbağacım.Bazen hiç susmadan aslında nasılda içimin yandığını görüvereceksin..


Ben çok açık olacağım size ,sizde bana..burda sadece tek konudan sadece aşkdan sadece işden bahsetmeyeceğiz..burda bizi biz yapan herşeyden bahsedeceğiz.Okuyun ne yorum yazma zorunluluğunuz var ne başka birşey..bol bol günlük hayatın kargaşasından bahsedeceğiz yeri gelecek reklamlardan pazarlamadan konuşacağız ofisden gelen kırıntılarla.Yeri gelecek bütün hüznümüzü kusacağız.neyse ben artık burdayım bol bol yazı bol şiir ve en önemliside bol gülücüklü günler hep bizimle olacak.
buarada oturan kızımızı bir arkadşım çizdi,,sözde benim halimi çizmiş:)


Pazartesi, Mayıs 28

:D

buaralar kendimi başında küçük boynuzları arkasında kuyruğu ile fena bir şeytana yada yukarıdaki gibi süpürgesiyle dolaşan bir cadıya benzetiyorum.neden diye sormayın anlatmaya başlarsam susmam..ama yakındır anlatırım biara..

gitmeler-dönüşler-arada kayıp olanlar

uzun süredir yazmıyorum biliyorum,,çok uzun süredir yokum çünkü,,çok uzun süredir bir parçamda yok,,

sevgili kurbağa prensim hayatında en çok istediği şeyi yapmaya gitti..o hayatının belkide hepsini oluşturan sutopu için yurtdışında oynamaya gitti..Kızıl Yıldız gibi bir takımda oynadı şu son 1.5 aydır.Nasıl gurur duydum anlatamam ve ben bu süre zarfında kayıta değer hiçbirşey yapmadım,yazı yazmadım şiirlerimle ilgilenmedim hatta olayı abartıp bu şehirden bile gittim:)

Son bir aydır BİNBOAMANIA roadshow olarak 10 il gezdik ,gençliğe Binboa vodka yı tanıttık ,çok eğlendirdik ve çok eğlendik..İnanılmaz anılarla döndük,benim için çok değişik bir tecrübeydi.Bu aileye böyle bir tecrübeyle katıldığım için (THE UNICLUB) ayrıca şanslı hissediyorum kendimi:)

neyse başlıkla çok alakasız bir yazı yazdım ama hissettiğim başlıkla o kadar örtüşüyor ki..Oytun geri dönüyor bu cuma ..biz neleri kaybettik bilmiyorum..neler kazandık????

çok şahsi bir yazı oldu bu seferlik af ola...

Salı, Nisan 17

yorumsuz

AYRILIRKEN

Dinle sevdiğim bu ayrılık saatidir
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk
Ergeç içeceğimiz bir ilaç gibi
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk
Bu saatte gözyaşları, yeminler
Boş bir tesellidir inandığımız
Perde kapanıyor, filim bitiyor işte
O hiç bitmeyecek sandığımız
Görüyorsun konuşacak bir şeyimiz kalmadı
Sadece bakışlarımızda hüzün
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz
O ikiz kardeşi ölümün
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlayacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.
Sigaranı söndür, kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve birşey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı

ümit yaşar oğuzcan..

ilk sefere ünlü şairin o en mutlu insanın bile okuduğunda gözlerini dolduran şiiriyle başlıyorum..kendi şiirlerimle devam edeceğim ama bu aralar ayrılık üzerine ne varsa pek sızlatır oldu yüreğimi..sayılı gün çabuk geçer dimi..

Cumartesi, Nisan 14

günaydın ...

Bugün İstanbul' un bu havasına ancak bu kadar güzel Karadeniz çiçekleri yakışırdı zaten..
Güneşli günler İstanbul ve bugünün anlamıyla güneşli günler Ankara ...

Cuma, Nisan 13

sanırım ünlü oldum:)

Bu günlerde aslında biraz buruk biraz heyecanlı ama çokça gururlu günler yaşıyorum.Bunların hepsinin bir arada oluşundan mıdır yoksa baharın verdiği şaşkınlıktanmıdır günlerin nasıl geçtiğini pek anlamıyorum.Ben her yıl o bahar yorgunluğu dedikleri illeti çekmezsem , sabahları uykulu gözlerle işe gelmezsem olmaz ,anlamıyorum baharın geldiğini :)

Ama dedim ya bu bahar başka heyecanlar yaşıyoruz yeşil kurbağamla,,
Kendileri sutopu kariyerini bir kaç çıta yükselterek bu kulvarın yurtdışında ki en iyi liglerinden birinde oynamaya gidiyor kısacık bir 50 günlüğüne..İşte bu yüzden tüm heyecanım tüm burukluğum..Onun adına inanılmaz heyecanlanırken ve onun hem bu yılki şampiyonluğu hem de bu yıla özel üstün başarılarından ötürü inanılmaz gurur duyarken bir yandan da tüm bencilliğimle yüreciğim kabuk bağlıyor..Normaldir değil mi:)Özlemek kelimesi onun adıyla yanyana hiç güzel durmuyor bir kere:(

Hayatım özlemek üzerine kurulu bir saat sanki,kurulduğu zamanları hiç aksatmadan sürekli dıt dıt sesi..Ufaklığımın minik kardelenler için Tatvan da bulunuşu da ayrı bir hezimet..Ama onun bu özverisi minik yüreklerin onu ölesiye karşılıksız sevmesi hem bizim özlemimizi hemde onun yüreğini serinletiyor.

Eeee yeter dimi ama bu kadar, özlem kelimesini cümle içinde yeterince kullandık sanıyorum.

Dün Akşam Yeşil Kurbağamın ve takımının başarılarını konu alan bir televizyon programına katıldık maaile :) çok keyifli çok eğlenceliydi.Benim ilk tv deneyimim olmakla birlikte anladımki benden televizyoncu olmaz çünkü o yoğun ışıkta sevgili migrenim beni yalnız bırakmayarak programa oda eşlik etti.Program sunucularının da o rahat sunuşlarıyla güldük eğlendik ve en önemliside Yeşil Kurbağam ve takım arkadaşları bir aile oluşlarının gerçek sırrını programı izleyenlerle paylaştı.

Bu sayfalarda yeni olmam bile konuşma potansiyelimi yazıya dökmem için bir engel teşkil edemedi görüyorsunuz ki..Daha çok şeyler anlatacağım size,şimdilerde biraz ordan burdan biraz özlemlerden bahsedeceğiz biraz idare edin beni..Ve sevgiyle kalın ,biliyorum ki başka birşeye ihtiyacınız yok.

Görüşmek Üzere..

Perşembe, Nisan 12

hoşgeldim:)

hepinize merhaba..

merhaba kelimesinin anlamı sana yakınım demekmiş..Bunu öğrendiğim günden beri çok seviyorum bu kelimeyi ve daha sık kullanmaya çalışıyorum.

Uzun zamandır yapmak istediğim bir şeyi yapıyorum şuan yazmaya tekrar başlıyorum..Dilim döndüğünce paylaşacağım sizinle hayatı..Ve sizde uyumayın hadi başlıyoruz..

sevgiyle kalın şimdilik...